GSM de Hacklendi!

30 Aralık 2009

GSM - Global System for Mobile CommunicationsGSM’in güvenlik şifreleri kırıldı
Cep telefonu görüşmelerinin dinlenmesini engelleyen ve sır gibi saklanan şifreleme sistemi hackerlar tarafından kırıldı. Alman hackerlar grubu, GSM (Global System for Mobile Communications) hatlarında konuşmaların başkalarınca dinlenmesini engelleyen son derece gizli şifreleme sistemini çözmeyi başardı. Sistemin kodlarını kamuoyuna da açan grup, GSM Association’ın şimşeklerini üstüne çekti.

Bilgisayar uzmanı Karsten Nohl liderliğindeki ekip, GSM şebekelerinin dinlemeye karşı iddia edildiği kadar güvenli olmadığını gösterme iddiasıyla 5 ay önce çalışmaya başladı ve Nohl’un önceden verdiği tarihte tüm güvenlik kodlarını yayımladı.

Nohl, daha önce beyaz şapkalı hackerların katıldığı bir konferansta GSM şifreleme sistemini çözeceğini duyurmuştu.

Algoritma Nasıl Kırıldı?
Yaklaşık iki düzine usta bilgisayar yazılımcısı ve mühendisin yardımıyla kırılabilen A5/1 algoritması, 22 yıldır GSM şebekelerinde kullanılıyor. Cep telefonuyla yapılan görüşmelerin elektronik yolla dinlenmesini önleme amacıyla geliştirilen şifreleme sistemi, 80 kanal arasında sürekli frekans değiştirerek çalışıyor. Yeni geliştirilen daha güvenli A5/3 anahtarıysa henüz pek çok GSM operatörü tarafından kullanılmıyor.

Kullanılan bilgisayar ağıyla tüm güvenlik şifresi kombinasyonlarını bir araya toplayan Nohl, güçlü bir masaüstü bilgisayar ve 30 bin dolarlık ek teçhizatla artık tüm GSM konuşmalarının dinlenebileceğini belirtti.

Algoritmayı geliştiren, uygulama standartlarını belirleyen ve kodları saklayan GSM Association, Nohl’un şifreleri kırarak kamuoyuna açıklaması karşısında küplere bindi. Kurumdan yapılan açıklamada Nohl’un eylemi, çok ciddi bir suç olarak nitelendirildi ve İngiltere dahil pek çok ülkede ciddi şekilde cezalandırıldığı vurgulandı.

Neden Kırdılar?
Nohl ise gerekçelerini şöyle açıkladı: "GSM şebekelerindeki güvenlik şifrelemesi hiç de söylendiği kadar güvenilir değil. Biz de bunu kanıtladık. Umarım müşteriler konuşmalarının dinlenmesini önleyebilecek daha güvenilir bir sistem için seslerini yükseltir."

GSM hatlarındaki görüşmelerin dinlenmesi teknik olarak daha önce de mümkündü ancak bunun için milyonlarca dolarlık bir sistem kurmak gerekiyordu. BBC’ye konuşan Cellcrypt çalışanı Ian Melkin, "Endişe verici bir gelişme. Artık suç örgütlerinin de cep telefonlarını dinleyebileceği ortaya çıktı" dedi.
(Kaynak: Ntvmsnbc)

GSM Nedir? Global System for Mobile Communications (Mobil Haberleşme İçin Küresel Sistem) bir cep telefonu iletişim protokolüdür.

İlgili Yazılar:
Cep Telefonu Nasıl Dinlenir?
Cep Telefonu Alırken Dikkat Edilmesi Gerekenler
3G Muhabbeti
112-Acil Yerinizi Biliyor

Yazının devamı..

Sanallaştırma Nedir? VMware ile Sanal Makine Kullanımı

20 Aralık 2009

vmware player ile sanallaştırmaSunucu sanallaştırması son yılların en popüler teknolojilerinden biri. Bu teknolojinin popüler olmasının altında yatan en önemli nedenler; enerji ve yer tasarrufu sağlaması, kaynakları daha verimli kullanması ve yönetimi kolaylaştırması olarak sıralanabilir. Bu avantajların yanı sıra, sanallaştırma sayesinde yedekleme ve felaket kurtarma gibi önemli uygulamalara da yeni çözümler üretilebiliyor.

Bahsettiğim bu sanallaştırma uygulamaları daha ziyade büyük ölçekli kurum ve işletmeleri ilgilendiriyor. Peki, klasik bir PC kullanıcısı sanallaştırmayla neler yapabilir, hangi sanallaştırma yazılımlarını, nasıl kullanabilir?

Sanal Makine (Virtual Machine) nedir?
Sanallaştırmayla birlikte en sık kullanılan kavramlardan biri de Sanal Makine'dir. Sanal Makine özetle yazılımsal bir bilgisayardır. Bunu bilgisayarınızda çalışan başka bir bilgisayar olarak düşünebilirsiniz ama donanımı sanal olan bir bilgisayar.

Sanallaştırma için kullanılabilecek başlıca ücretsiz yazılımlar:
- VMware Player
- VirtualBox
- Microsoft Virtual PC

Bu yazıda örnek olarak Vmware Player anlatılacaktır.

VMware Player
Bu ücretsiz masaüstü sanallaştırma yazılımı; VMware Workstation, VMware Fusion, VMware Server, VMware ESX, Microsoft Virtual Server veya Microsoft Virtual PC ile oluşturulmuş herhangi bir hazır sanal makineyi çalıştırabilmenizi veya sıfırdan yeni bir işletim sistemi kurabilmenizi sağlar.

VMware Player, aynı anda birden çok işletim sistemini (Örneğin; Windows 7, Chrome OS veya son çıkan Linux Sürümlerini) bilgisayarınızı yeniden başlatmaya gerek olmaksızın çalıştırabilmenizi ve izole bir ortamda farklı işletim sistemlerini veya yazılımları güvenli bir şekilde test edebilmenizi sağlar. Ayrıca güvenli bir şekilde webde gezebilir, sisteminize zarar verebileceğinden şüphelendiğiniz programları da sanal makinede kurarak test edebilirsiniz. Özetle; sistem çökmesinden korkmadan tepe tepe kullanabileceğiniz sanal bir bilgisayara sahip olursunuz.

Ücretsiz VMware vCenter Converter kullanarak mevcut Windows PC'nizi sanal makineye dönüştürebilir ve bu sayede kullandığınız yazılımları tekrar kurmaya gerek kalmadan kendi makinenizin sanal bir kopyasını kullanabilirsiniz. Bu sayede sisteminize kurmak istediğiniz bir programı önce sanal makinede kurup test ettikten sonra gerçek makinenize kurma yoluna gidebilirsiniz. Ayrıca sanal makineleri sadece test amaçlı geçici olarak değil, sürekli kullanmanız da mümkün.

Başka neler yapılabilir?
Örnekleri çoğaltmak gerekirse; diyelim ki Windows'un yeni bir güncellemesi çıktı ve önce test etmek isterseniz, sanal makine bu iş için ideal bir çözüm. Ayrıca programların beta versiyonlarını da yine sanal makinelerde denemeniz mümkün. Diyelim ki, Linux'un hoşunuza giden bir özelliğini sürekli kullanmak istiyorsunuz ama Windows'tan da vazgeçemiyorsunuz, çözüm yine sanal makine kullanmak. Bu örnekler çoğaltılabilir..

Bu özelliklerin yanı sıra, yazılımda işinize yarayabilecek şu özellikler de mevcut:

• Bilgisayarınızla sanal makine arasında sürükle bırak şeklinde kolayca dosya alışverişi yapabilirsiniz.
• 32 ve 64-bit işletim sistemleri kullanabilirsiniz.
• 3. parti sanal makine ve imajları çalıştırabilirsiniz.

İmajların Kullanımı
ISO imaj dosyalarını CD veya DVD'ye yazdırmaya gerek kalmadan çalıştırabilme imkanı çok güzel bir özellik. Bu sayede örneğin Linux dağıtımlarının tamamını, iso dosyalarını indirerek sanal makinede test etme şansına sahip olabilirsiniz, üstelik mevcut işletim sisteminizi kapatmaya veya yeniden başlatmaya gerek kalmadan ve daha da önemlisi mevcut sisteminizi en ufak bir riske atmadan..

VMware Player'ı şu linkten indirebilirsiniz.

Sanallaştırma konusunda daha profesyonel düzeyde ilgisi veya ihtiyacı olanlar için Vmware'in ücretli yazılımı VMware Workstation öneririm. Ayrıca tamamen ücretsiz olan açık kaynak kodlu VirtualBox'ı da deneyebilirsiniz. Microsoft'un Virtual PC'sini pek öneremem çünkü uzun bir süre denedim ve VMware'e oranla çok başarılı olduğunu söyleyemem. Ayrıca Virtual PC'nin son versiyonu, sadece Windows 7 üzerinde "XP Mode" özelliğiyle sanal Windows XP kullanımı için tasarlanmış.

Sonuç olarak, bilgisayar meraklılarına sanallaştırmayla mutlaka tanışmalarını öneriyorum..

Serdar Kocaoğlu
MCSE:S
20.12.2009

İlgili Yazılar:
Linux Dağıtımları ve Linux'u Denemek
Devlet Pardus'a geçmeli mi?
Windows 7 incelemesi
Bilgisayar Nasıl Hızlandırılır?
Windows Sunucularda Temel Güvenlik ve Performans
Windows 2000, Windows XP, Windows 2003 Server, Windows Vista, Windows 7, Windows XP 64 bit, Windows Vista 64 bit, Windows 7 64 bit, Linux, chromeos, pardus, ubuntu, suse, redhat, debian, işletim sistemleri, sanallaştırma, nedir, virtualization, sanal makine, nasıl kurulur, virtual machine, vmware, esx, workstation, virtual pc, VirtualBox, iso imajları, live cd, dvd, sunucu, yazılım, program, xp mode, özellikler, avantajları, faydaları, yedekleme, felaket kurtarma, iş sürekliliği, pc, bilgisayar, teknoloji, test, beta, uygulama, güvenlik, yeni versiyon

Yazının devamı..

Google'dan DNS Hizmeti

07 Aralık 2009

google dns ayarlarıGoogle; web tarayıcısı Chrome ve İşletim Sistemi ChromeOS'tan sonra DNS servisi de vermeye başladı. Yani Googlizasyon süreci devam ediyor. Malum, yasaklı sitelere girmek için DNS ayarlarının kullanımı en yaygın yöntem. Dünyada bizim kadar siteleri yasaklayan ülke var mıdır bilemiyorum ama Google bu işe el attığına göre, farklı DNS'lerin kullanımı oldukça yaygınlaşmış olmalı.

Aslında bunun en önemli sebebi; Google'ın insanların hangi sitelere, ne sıklıkta girdiğini net olarak bilmek istemesidir sanırım. DNS sahibi olmak da bunun için en güzel yöntem olsa gerek..

Google'ın DNS IP adresleri: 8.8.8.8 ve 8.8.4.4

Denediğim kadarıyla güzel ve hızlı çalıştığını söyleyebilirim. Bu arada her DNS'e güvenilmemesi gerektiğini, DNS Ayarlarına Dikkat! başlıklı yazımda anlatmıştım, tekrar hatırlatmakta yarar var.
DNS Ayarları ile Yasaklanan Sitelere Erişim hakkında detaylı bilgiler..

Serdar Kocaoğlu
07.12.2009

Yazının devamı..

Devlet Pardus'a geçmeli mi?

01 Aralık 2009

pardus işletim sistemi anadolu parsıGeçenlerde MİT ve Emniyet'in de Pardus'a geçtiğine dair bir habere rastlayınca konuyu bloguma taşımak istedim. Eskiden beri Windows'un Amerika tarafından istihbarat amacıyla kullanıldığına dair iddialar ortaya atılır. Bu çoğumuzun duyduğu meşhur bir komplo teorisidir. Ortada ispatlanmış bir şey yoktur ama bir çok devletin, kamu kurumlarında Windows'tan Linux tabanlı işletim sistemlerine geçmesi de bu iddiayı adeta doğrular niteliktedir. Bu yüzden bizde de devletin Linux'a geçmesi gerektiği hep söylenir. Artık bu şüpheler ciddi boyutlara ulaşmış olmalı ki, özellikle güvenlikle ilgili kurumların Linux tabanlı Türk işletim sistemi Pardus'a yöneldiğini görüyoruz. Tabi mesele sadece güvenlikten ibaret değil. Windows'un ücretli olmasının da bu geçişte önemi büyüktür. Benim konuyla ilgili söyleyeceklerim bundan ibaret, bahsettiğim haberi aşağıya ekliyor ve yorumlarınızı bekliyorum.. (Serdar Kocaoğlu - MCSE:S - 01.12.2009)

MİT ve Emniyet de Pardus'a geçti
Genelkurmay Başkanlığı, Dışişleri ve Maliye Bakanlığı'nın ardından Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ve Emniyet Genel Müdürlüğü de Türk yazılımcılar tarafından hazırlanan Pardus'u kullanmaya başladı. Microsoft tarafından hazırlanan Windows programında güvenlik açıkları olduğunu tespit eden Emniyet, bu programı TÜBİTAK ve ODTÜ tarafından geliştirilen Pardus'la değiştirmeye karar verdi. Pilot birim olarak seçilen Ankara Emniyeti'nde elde edilen başarının ardından polis teşkilatının tamamı yüksek güvenlik sağlayan sisteme geçiş yaptı. Anadolu Pars'ı anlamına gelen Pardus'a, pilot olarak seçilen Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde geçildi. Tüm birimlerdeki bilgisayarlarda kurulu bulunan Microsoft uygulamaları kaldırılarak yerine Pardus işletim sistemi yüklendi.

Emniyet'in Pardus'u seçmesinde tamamen milli bir program olmasının yanı sıra yüksek güvenlik sağlaması, ücretsiz olması ve online güncelleme imkanının bulunmasının etkili olduğu öğrenildi. Pardus, açık kod uygulaması ile ilgili kurumlara kendilerine has yazılım imkânı da sunuyor. TÜBİTAK Ulusal Elektronik ve Kriptoloji Araştırma Enstitüsü (UEKAE) tarafından geliştirilen programın araştırma, geliştirme ve kurum ihtiyaçlarına göre eklemeler, düzenlemeler yapılmasına imkân sağlamasının da tercih nedenleri arasında olduğu belirtildi.

1999 yılında Milli Güvenlik Kurulu (MGK) tarafından alınan bir kararla kapalı kaynak kodlu işletim sistemlerinin milli güvenlik açısından risk oluşturduğu ve bundan dolayı açık kaynak kodlu milli bir işletim sistemi geliştirilmesine karar verilmişti. Bu kararın ardından 2000'li yılların başlarında UEKAE tarafından özel bir proje başlatılmıştı. Tamamı Türk bilişim uzmanları tarafından üretilen yerli yazılım Pardus, ilk olarak Aralık 2005'te kullanıma sunulmuştu.

Almanya ve Fransa'da Microsoft kamudan uzaklaştırıldı
Microsoft'un dünyadaki en yaygın işletim sistemi Windows'un kaynak kodlarını açıklamaya yanaşmaması ve NSA, CIA ve FBI gibi Amerikan istihbarat teşkilatlarının Windows'u kullanarak elektronik istihbarat yapması, bazı devletleri tedbir almaya zorluyor. Almanya, Fransa ve Rusya'nın ardından Venezuela da geçtiğimiz ay aldığı bir kararla kamu kuruluşlarında Microsoft ürünlerinin kullanımını yasaklamıştı. Bilişim uzmanları, Avrupa merkezli birçok finansal kuruluş ve şirketin de duyduğu kaygılardan ötürü Microsoft ile yollarını ayırdığına ve daha güvenli olduğunu düşündükleri Linux işletim sistemlerine geçtiğine dikkat çekiyorlar. Bilişim dünyasında açık kaynak sistemi (Open-Source) olarak adlandırılan Linux işletim sistemi; güvenli olması, kaynak kodlarının herkese açık olması, yazılımların ücretsiz temin edilebilmesi nedeniyle giderek daha yaygın uygulama alanı buluyor.
Ağustos-2009

Kaynak: Anonimleşmiş, onlarca sitede yayınlanan bir haber.
İlgili Yazılar:

Yazının devamı..

Windows 7 hakkında..

20 Kasım 2009

windows 7Nihayet Windows 7'yi kurup deneme fırsatı buldum. Sonuç beklediğimin çok ötesinde, fevkalade! Microsoft bu defa başarmış. Bu defa görsellik, güvenlik ve performansı bir arada sunmayı başararak eşsiz bir işletim sistemi üreten Microsoft'u kutluyorum. Blogu takip edenlerin hatırlayacağı üzere daha önce Vista'nın nasıl bir fiyasko olduğunu yazmıştım.

Şimdi neden Windows 7'nin çok iyi bir işletim sistemi olduğunu somut örneklerle izah etmeye çalışacağım. Tabi burada anlatılanlar tamamen kendi yaptığım denemeler ve kendi düşüncelerimdir.

1. Windows 7'yi yeni bir laptopa kurmama rağmen bütün donanımı tanıdı ve hiç sürücü kurmama gerek kalmadı. Oysa aynı makineye daha önce kurduğum Vista, Ubuntu, Pardus ve hatta 4,5 GB'lık DVD'si ile kurduğum OpenSuse bile grafik (ekran) ve kablosuz ağ (wireless) kartlarını tanımamıştı.

Windows 7 ise daha kurulum esnasında ekran çözünürlüğünü ayarlayıp etraftaki kablosuz ağların listesini gösterip hangisine bağlanmak istediğimi sorunca gerçekten çok şaşırdım.

2. Vista'yı ilk kurduğumda ilk intibam kötüydü ve ilk fırsatta da formatlayarak kurtulmuştum çünkü 3 sene önceki şartlarda çok fazla Ram harcıyor, sistem kaynaklarını sömürüyordu. Ayrıca kullandığım programların çoğunu uyumsuzluk nedeniyle kuramamıştım, kurduklarım da kör topal çalışıyordu.

Windows 7'ye ise halen XP'de kullandığım bütün programları sorunsuz kurabildim.

3. Ayrıca Windows 7, olağanüstü görselliğine rağmen Vista kadar kaynak tüketmiyor ve sistemin açılış süresi de epey kısa. Ancak son zamanlarda Vista'yı da SP2 ile denedim ve hakkını yemeyim, birçok sorunu ortadan kaldırılmış ama buna rağmen Windows 7 ile boy ölçüşemez.

Sanırım, Microsoft, Vista hezimetinden sonra bu defa başarılı olacak ve artık ömrünü dolduran o çok alıştığımız Windows XP'nin pabucu dama atılacak gibi geliyor bana ve bu dönüşüm muhtemelen 2010'da çok hızlı bir şekilde gerçekleşecektir. Çünkü Windows 7, kullanıcının karşısına Vista'nın aksine doğru zamanda ve tam anlamıyla hazır halde çıkıyor..

Serdar Kocaoğlu - 20.11.2009
Microsoft Certified Systems Engineer (MCTS, MCSE:S)

İlgili Yazılar:
Microsoft'un Windows Vista Fiyaskosu
Windows Bilgisayar Nasıl Hızlandırılır?
Windows Server 2003 Güvenlik ve Performans Ayarları
Windows 7'nin betası yayınlandı (Ocak-2009)
Linux Dağıtımlarını denemek
microsoft işletim sistemi, windows 7, windows xp, windows vista, karşılaştırma, windows 7 incelemesi, nasıl, nedir, deneme, test, izlenimleri, windows 7'de görsellik ve performans, ram harcaması, ihtiyacı, kaynak tüketimi, laptop, bilgisayar, donanım, driver, sürücü, cd, dvd, linux, pardus, suse, ubuntu, ağ, ekran, grafik, kart, kurulum, ayar, format, programlar, görünüm, service pack 1 2

Yazının devamı..

Linux Dağıtımları ve Linux'u Denemek

13 Kasım 2009

linux dağıtımlarıBildiğiniz gibi Windows'a alternatif olarak geliştirilen çok sayıda Linux dağıtımı (distribution, distro) mevcut ama bunlar Türkiye'de her nedense yeterince ilgi görmüyor. Sanırım insanımız bu dağıtımları nasıl kullanacağını bilmiyor. Bu yazıda bu dağıtımların nasıl kullanılabileceği veya nasıl test edilebileceği hakkında birkaç ipucu vermek istiyorum.

Linux'u merak edenler için öncelikle Tübitak tarafından geliştirilen Türk işletim sistemi Pardus'u öneririm. Bunun dışında yeni başlayanlar için Ubuntu ve daha profesyonel kullanıcılar için OpenSuse de güzel seçenekler arasında. Bu dağıtımların hepsini kendi sitelerinden ücretsiz olarak indirmeniz mümkün. Bunlar dışında daha onlarca dağıtım var, herhangi birini kullanmayı da deneyebilirsiniz. Bu dağıtımların başlıcaları: Debian, Slackware, Mandriva Linux (Mandrake), Red Hat, Fedora Core şeklinde sıralanabilir.

Peki diyelim ki herhangi bir Linux dağıtımını indirdiniz ama mevcut işletim sisteminizi kaldırmak veya üzerine kurmak istemiyorsunuz. Peki o zaman nasıl deneyeceksiniz? VMware Player gibi sanallaştırma yazılımlarıyla bu işletim sistemlerini, mevcut sisteminize format atmadan, bilgisayarınıza kurmadan deneyebilirsiniz. Ayrıca bu işletim sistemlerinin çalışan cd'leri (live cd) de sitelerinde mevcut, iso dosyalarını sitelerinden indirip cd'ye yazdırarak kurulum yapmadan kullanabilirsiniz.

Linux dağıtımlarının en güzel tarafı standart bir kullanıcının ihtiyacı olan temel yazılımların sisteme entegre edilmiş olması. Daha da güzel olan tarafı ise bütün bunların ücretsiz olması. Sistemi kurduğunuz anda ofis, resim, müzik, video programları kullanıma hazır durumda geliyor.

Linux'un en kötü yanı ise Windows gibi kullanıcı dostu olmaması. Ek birşey kurmak bile ileri düzey bilgi gerektirebiliyor ayrıca terminal penceresi ve komutlarla da epey haşir neşir olmak gerekiyor. Bu açıdan Linux'un Windows'u yakalaması da pek mümkün görünmüyor ama yine de denemeye değer..

Serdar Kocaoğlu
MCSE:S
13.11.2009

İlgili Konular:
Bilgisayar Nasıl Hızlandırılır?
ADSL Modem ve Kablosuz Ağ Güvenliği
DNS Ayarlarına Dikkat!
Açık Kaynak Neden daha güvenli?
linux kullanımı, linuxun faydaları, linuxun avantajları, linuxun kurulumu nasıl, linuxu nasıl deneyebilirim, linux işletim sistemi, linux mu windows mu?, linux-windows karşılaştırması, en iyi linux hangisi, linux nedir, hangi linux dağıtımını kullanmalıyım

Yazının devamı..

Çocuklar için 2 güzel oyun..

01 Kasım 2009

Wonderland Secret Worlds

çocuklar için oyunlar Wonderland Secret WorldsOyun tam çocuklara göre, hem eğlenceli hem de zeka gelişimine yardımcı olacak tarzda tasarlanmış. Çocuk oyunu dediğime bakmayın, aslında büyükler için de güzel bir oyun. Görsel olarak çok güzel ve sevimli karakterleri çocuklara hitap ediyor. Basitten zora doğru giden 100'ü aşkın bölümü var. Her bölümde yeni sırlar keşfederek, oyunun kendi kuralları içinde yeni taktikler geliştirerek sonraki bölümlere geçiliyor. Son bölümlerde iyice zorlaşıyor ama takıldığınız yerde sitesindeki ipuçlarından faydalanma şansınız var. Oyunu bitirmeyi başaramadığımı itiraf etmeliyim. Bir ara zaman ayırıp halletmeyi düşünüyorum, tabi oğlum için :)
Oyunun Web sayfası
Oyunun deneme versiyonu
Full versiyonu da şuradan bulunabilir..

NOT: Oyunun yeni versiyonları da var ama yeni versiyonlarda görselliği ön planda tutarak, ilk versiyondaki sadeliği bozdukları için tavsiye etmem. Ayrıca yeni versiyonları ilki kadar zeka da gerektirmiyor. Görsellikten hoşlananlar aynı siteden Wonderland Adventures veya Mysteries of Fire Island versiyonunu deneyebilirler.

Turtle Odyssey

çocuklar için oyunlar kaplumbağa oyunu turtle odysseyBu oyun kesinlikle küçük çocukların hoşlanacağı tarzdan. Sevimli kaplumbağa elmasları toplayarak bölümleri teker teker geçiyor ama yolda karşılaştığı engeller de en az kaplumbağa kadar eğlenceli. Kaplumbağa Odyssey, her bölümde 5 elmas aldıktan sonra enerjisi bitmeden çıkış kapısına ulaşmak zorunda. Bu oyunun flash versiyonunu da yapmışlar, isterseniz indirmeden flash sitelerinden de deneyebilirsiniz.
Flash Versiyonu - Deneme Versiyonu

Serdar Kocaoğlu - 30.10.2009

İlgili Yazılar:
Çocuklar için İnternet Kullanımı Sözleşmesi
Bilgisayar Oyunlarının Gelecekteki Fonksiyonu
Film Tanıtımı: Wall.E
İnternetin Faydaları
bilgisayar oyunları, çocuk oyunları, kaplumbağa, turtle odyssey, wonderland secret worlds, zeka oyunları, flash oyunlar, indir, download, çocuklar için oyunlar

Yazının devamı..

İngiltere Gezimde İnternetin Faydaları

19 Ekim 2009

Daha önce bahsettiğim İngiltere gezimde internetten çok yararlandım. İnternetin faydaları hakkında da daha önce bir yazı yazmıştım. Şimdi bu faydalar hakkında, İngiltere gezimi baz alarak gerçek örnekler verme fırsatı doğdu. Bakın, internet işlerimi nasıl kolaylaştırmış:

- Uçak biletimi internet üzerinden satın aldım.
- Uçuşa 24 saat kala check-in işlemi internet üzerinden yapılabiliyor. (online check-in) Bu sayede bütün uçuşlarda oturacağım koltukları kendim seçtim. Doğal olarak hepsi pencere kenarıydı..
- Kalacağım oteli internet üzerinden ayarladım.
- Vize için gerekli prosedürleri internetten öğrendim. Vize başvurusu yapılacak yeri Google Maps'ten aldığım harita yardımıyla buldum.
- Google Maps'ten gideceğim yerlerin haritalarının çıktısını aldım. Bu haritalarda cadde, sokak isimleri ve hatta otobüs duraklarına kadar faydalı bilgiler var. Ayrıca gideceğim yerlerin uydu fotoğraflarına da göz attım.
- Havaalanına gitmek için Havaş'ın yerini ve otobüs kalkış saatlerini internetten öğrendim.
- İngiltere'de bineceğim otobüsü ve saatlerini internetten öğrendim.
- İngiltere'deki hava durumunu internetten öğrenerek yanıma şemsiye aldım, çok da işime yaradı :)

Sonuç olarak; internet, iyi kullanıldığında hayatı kolaylaştırıyor..

Serdar Kocaoğlu - 19.10.2009

Yazının devamı..

Cep Telefonu Alırken Dikkat Edilmesi Gerekenler

15 Ekim 2009

Cep telefonu alırken nelere dikkat edilmeli?

Cep telefonu alırken nelere dikkat edilmeli?
Cep telefonu alırken veya araştırırken öncelikle telefonda bulunmasını istediğiniz yani olmazsa olmaz dediğiniz özellikleri belirlemekle işe başlayabilirsiniz. Ama öncelikle, son dönemlerin en popüler ve ayırt edici özelliklerine karar vermek seçiminizi kolaylaştıracaktır. Bu özellikleri aşağıdaki gibi 4 ana gruba ayırdım ve her birinde dikkat edilmesi gereken detaylara kabaca değinmeye çalıştım. Bu 4 özelliğe net olarak karar verirseniz telefon seçmeniz çok daha kolaylaşacaktır:

1) 3G:
a) Hızlı İnternet: 3.6Mbps, 7.2Mbps veya daha yüksek hız desteği,
b) Görüntülü Konuşma: Bu özellik için cihazın ön yüzünde de kamera olması gerekiyor,
c) Mobil TV: Bu özellik de her telefonda mevcut değil, ayrıca gsm şebekenizin desteklemesi de şart

2) GPS (Global Positioning System) ve Navigasyon: GPS, uydular yardımıyla bulunduğunuz noktanın koordinatlarını veren Küresel Yer Belirleme Sistemi'dir. Bu koordinatlar telefonunuzdaki harita uygulaması ile birleştirilince yolunuzu ve yönünüzü bulabiliyorsunuz. (Navigasyon denen olay budur.) Genelde bu harita uygulamalarının deneme sürümleri veriliyor, süre bitince bu özelliği kullanmak için para ödemek zorundasınız. (Nokia Maps gibi). Ama Nokia Maps yerine ücretsiz yazılımlar yükleyerek kullanmak da mümkün. Sonuçta telefonda GPS alıcısı olması yeterli.

3) Wi-Fi: Wireless LAN (kablosuz ağ) desteği ile örneğin evinizdeki kablosuz adsl modeminize bağlanarak internete telefondan erişebilirsiniz. İnternet meraklıları için olmazsa olmaz bir özellik bence. Bilgisayarı açmaya gerek kalmadan maillere bakabilir, MSN kullanabilirsiniz. Ayrıca bunun için 3G veya GPRS gibi bir ücret ödemek zorunda da kalmazsınız..

4) Kamera, video, müzik gibi multimedya özellikleri: Kameradan pek anlamam ama çözünürlüğün yanı sıra flaş, zoomlama gibi ihtiyacınıza yönelik diğer teknik özelliklere de dikkat etmeniz iyi olur.
Telefonun hangi video ve müzik türlerini desteklediğine dikkat edin. Ayrıca bu özellikleri çok kullanacaksanız yeterli büyüklükte bir hafıza kartı olmasına dikkat edin. (Bugünkü şartlarda bu en az 4 GB olmalı..)

Bunlar dışında aşağıdaki diğer özellikleri de dikkate almanızda fayda var:

1) Bluetooth, USB bağlantı arabirimleri bulunmalı.
2) Radyo şart.
3) Fm Vericisi: Bu harika özellik sayesinde telefonunuzu bir radyo vericisi haline dönüştürüp, telefondaki MP3'leri arabanızın radyosundan dinleyebilirsiniz.
4) Pdf, doc, xls gibi ofis dökümanlarını açma ve düzenleme desteği.
5) Takvim, ajanda, alarm, hesap makinesi gibi klasik özellikler..
6) Oyun meraklıları oyun özelliklerini araştırabilirler..
7) Cihazın ağırlığı, şekli-şemali ve SAR değeri de dikkat edilmesi gereken önemli ayrıntılar..

Serdar Kocaoğlu - 15.10.2009

İlgili Yazılar:
Cep Telefonu Nasıl Dinlenir?
3G Muhabbeti
3G Nedir, Neler getirecek?
ADSL Abonelerinden Alınan Sabit Telefon Ücreti
112 Acil Yerinizi Biliyor!
cep telefonu alırken nelere dikkat etmeliyiz, hangi özellikler, cep telefonları, nasıl alınır, dikkat edilmesi, bulunması, bilinmesi, gerekenler, özellikler, uydu, gps, harita, map, nokia, samsung, 3g, video, mp3, müzik, sd kart, kaç GB?, ne, neler, ne kadar, internet, görüntülü konuşma, mobil, tv, radyo fm transmitter, wifi, wireless, kablosuz, adsl, bluetooth, usb, 2.0, port, bağlantı, arayüz, interface, hafıza, ram, işlemci, hız, office dosyaları, pdf, doc, xls, txt, ppt, wav, mp4, mpg, takvim, alarm, saat, ajanda, kronometre, oyun, n-gage, kamera, flaş, carl zeiss, 2,3,5 megapixel, MP, tuş takımı, kayan, açılır kapak

Yazının devamı..

İngiltere İzlenimlerim..

10 Ekim 2009

heathrow central bus station

Bu haftaki 3 günlük İngiltere seyahatim adaya ikinci gidişimdi. Sabah evden çıkıp akşam başka bir ülkede olmak yine garip duygular yaşattı bana. Uzaklarda bir yerlerde çok farklı hayatlar yaşandığını, farklı gündemler olduğunu yerinde görmek insanı şaşırtıyor. Dünya gözünüzde küçülüyor ve bakış açınız değişiyor..

Ancak bazı farklılıkları bariz bir şekilde görmek insanı üzüyor. Daha uçaktayken bile Ankara, İstanbul ve Londra'yı kuşbakışı izleyerek kıyaslama fırsatım oldu. Bizdeki düzensiz, çarpık yapılaşmanın aksine Londra'daki düzenli yapılaşma ve ahenk bariz göze çarpıyor. Heathrow Havaalanı'ndan çıkar çıkmaz da bu düzenin sadece kuşbakışından ibaret olmadığını hemen anlıyorsunuz..

Orada insanlar planlı ve prensipli bir şekilde işini yapıyor. Kurallara uyuyorlar çünkü kuralların kendileri için olduğunu biliyorlar. Buna en bariz örnek ise istisnasız herkesin emniyet kemeri takması. Bu konu ilk gidişimde de çok dikkatimi çekmiş ve trafikteki onlarca araca dikkatlice bakmıştım, yine baktım ama kemer takmayan hiç kimseye rastlamadım. Bunu alışkanlık haline getirmişler; önde oturan da, arkada oturan da kemerini takıyor, üstelik bunu polis baskısıyla yaptıklarını da hiç sanmıyorum.

Bense bindiğim şehirlerarası otobüste yolun yarısında daha fazla dayanamayıp kemeri çözme ihtiyacı duydum. Türklük damarım mı tuttu yoksa alışmadığımızdan mıdır bilemiyorum ama kemer beni rahatsız etti.. Tabi bu yaptığım doğru değildi ama onlar bunu biraz da hayatı bizden daha fazla sevdikleri için yapıyorlar. Düşündüm de ben hayatı onlar kadar sevemem, benim canım onlarınki kadar tatlı da değil.. Bu meselenin başka bir yönü. Ama kurallara uymaları ve düzenli yaşamaları başarılarının arkasındaki önemli bir etken.

Biz ise saçma sapan gündemlerle, mantıksız tartışmalarla birbirimizi yemekten işimize, gücümüze, okulumuza, derslerimize vs yeterince yoğunlaşamıyor, bu yüzden hiçbir konuda tam olarak muvaffak olamıyoruz. Ne gariptir ki; bu durumun başlıca sebeplerinden biri de İngiliz oyunlarıdır. Tabi bu oyunlar bizim bahanemiz olamaz, birileri oyun oynuyor diye oyuna gelmek mi lazım?

Gittiğim kasabada yollar ve kaldırımlar çok düzgündü. Bizdeki gibi adım başı rögar kapakları veya çukur vs olmayan, balık sırtı kaliteli yolları var. Yolların yıllardır kazılmadığı belli. Benim Ankara'da yaşadığım sokakta ise 5 senede 3 kez asfalt atılmıştır.

Bunları anlatıyorum çünkü bizim neden bunları başaramadığımızı sorgulayalım istiyorum. İngiliz caddelerinde gezerken, "Madem bu yapılabiliyordu, bunu yapan neden biz olmadık?" diye çok hayıflandım. "Demek ki isteyince olabiliyormuş, yapılabiliyormuş" dedim. Umarım asıl derdimi anlatabilmişimdir, yoksa Batı'nın bütün dünyayı sömürerek bu zenginliğe kavuştuğunu da unutmuş değilim. Sapı samandan ayırmak lazım, adamlar ülkelerini güzelce imar edip sistemi oturtmuşlar. Hemşehricilik, bölgecilik yapmadan, benim adamım, benim akrabam demeden, başkalarının hakkını gaspetmeden çalışıyorlar. Bizim de tam olarak yapmamız gereken bu..

Serdar Kocaoğlu
10.10.2009

İngiltere Gezimde İnternetin Faydaları

Yazının devamı..

Tek Çatı Altında..

05 Eylül 2009

hero: tek çatı altındaSanırım bir çoğunuz Hero'yu izlemişsinizdir. Filmin Oscar alıp almadığını bilmiyorum ama senaryosu, kurgusu, özel efektleri ve de en önemlisi verdiği mesajla bence Oscar ödüllerini fazlasıyla hakeden bir yapımdı. Hala izlemediyseniz mutlaka izlemenizi öneririm. Filmin, yazının başlığıyla ne ilgisi olduğunu açıklamam gerekirse, özetle; "Tek Çatı Altında" bu filmin ana fikri. Her zaman ihtiyaç duyduğumuz ve sıkça hatırlanması gereken, hatta hiç unutulmaması gereken çok önemli bir fikir bence.. Serdar Kocaoğlu - 05.09.2009

Filmin Özeti:
İmparatorluk öncesi eski çağlarda Çin; Qin, Han, Wei, Zhao, Yan, Chu ve Qi olmak üzere yedi krallığa bölünmüştür. Krallıklar arasında yıllar boyu iktidar kavgaları sürmüş, halk bitmeyen savaşlarda yüzlerce ölü vermiş, büyük acılar çekmiştir.

Kuzeydeki Qin bölgesinin kralı, ülkenin tamamını ele geçirerek birliği sağlamak istemektedir. Diğer altı krallığın suikastlerine hedef olan kral, sürekli tehdit altındadır. Suikastçiler arasında üç ünlü savaşçı ön plana çıkmaktadır: Kırık Kılıç, Uçan Kar (Kar tanesi) ve Gökyüzü. Ölümünü engellemek isteyen kral, bu üç suikastçiyi öldürecek olanlara servet vadetmektedir. Ama onları yenmek kolay değildir. On yıl boyunca ödülü kazanabilecek kimse çıkmaz.

Günün birinde adsız bir savaşçı, üç suikastçiyi yendiği haberiyle kralı ziyarete gelir. Kral, suikastçilerin silahlarıyla gelen bu savaşçının hikayesini dinlemeye başlar..

Yönetmen: Yimou Zhang
Oyuncular: Jet Li,Daoming Chen,Tony Leung Chiu Wai,Maggie Cheung
Senaryo: Feng Li, Bin Wang
Tür: Aksiyon
Süre: 96 dakika
Yapım Yılı: 2002
Vizyona Giriş Tarihi: 31.12.2004

Yazının devamı..

Public ve Private IP Adresi Nedir? NAT Nedir?

10 Ağustos 2009

Public (Real) ve Private IP nedir?

Aşağıdaki aralıklarda kalan IP adresleri, Internet Assigned Numbers Authority (IANA) tarafından Yerel Ağlar (LAN: Local Area Network) için ayrılmıştır. Bu yüzden bu IP adresleri internet üzerinde kullanılamazlar.

10.0.0.0 – 10.255.255.255
172.16.0.0 – 172.31.255.255
192.168.0.0 – 192.168.255.255

Bu aralıklar dışında kalan IP adresleri Public veya Real olarak adlandırılan gerçek IP adresleridir. (224.0.0.0 ve sonrası özel amaçlı kullanım içindir.)

NAT (Network Address Translation) Nedir?

NAT, kısaca Public ve Private IP'lerin birbirine dönüştürülmesidir. Örneğin; yerel ağda 192.168.2.2 IP adresli bir bilgisayarınız varsa, internete çıkarken bu adres Public IP'ye dönüştürülür. Çünkü yukarda belirtildiği gibi 192.168.'li IP'ler sadece yerel ağlarda kullanılmak üzere ayrılmıştır ve internette kullanılamazlar.

Örneği daha da somutlaştıracak olursak; evde ADSL üzerinden bir web sitesine girdiğinizde lokal IP adresinizden farklı bir IP adresi görürsünüz. Çünkü bilgisayarınızda tanımlı IP (lokal IP), ADSL Modeminiz tarafından NAT işlemiyle farklı ve gerçek bir IP adresine dönüştürülür. Dönüştürülen IP, internet servis sağlayıcınız (Ör: TTNet) tarafından size atanmış Public IP adresinizdir..

Serdar Kocaoğlu / MCSE:S / 04.08.2009

İlgili Yazılar:
IPv6 nedir?
ADSL Modem ve Kablosuz Ağ Güvenliği
İnternetten film ve mp3 indirmek engellenebilir mi?
Kablosuz İnternet Hizmeti Vermek?
DNS Ayarlarına Dikkat!
Windows Server 2003'e Uzak Masaüstü ile konsol bağlantısı nasıl yapılır?
Cisco Switch Komutları

Yazının devamı..

3G Muhabbeti

22 Temmuz 2009

3. nesil cep telefonları

Bu aralar 3G reklamlarını sık görüyoruz. Peki nedir bu 3G ?

Şu an kullandığımız cep telefonları üzerinden WAP ve GPRS teknolojileriyle (2. nesil) düşük hızlı internet kullanabiliyoruz. 3G yani 3rd Generation (3. Nesil) ile artık cep telefonlarından da aynen ADSL ile hayatımıza giren geniş bant internette olduğu gibi yüksek hızla internete erişim sağlanabilecek. Nasıl ki ADSL ile internet üzerinden görüntülü haberleşebilir, TV, film izleyebilir, radyo, mp3 dinleyebilir hale geldiysek, 3G ile de aynı şeyleri cep telefonu ile yapabilir hale geleceğiz. İddia edilen bu ama pratikte bunlar ne kadar yapılabilecek, ne kadar verimli çalışacak, nasıl ücretlendirilecek, gerçekten ilgi görecek mi göreceğiz..


Serdar Kocaoğlu - MCSE:S - 22.07.2009

İlgili Yazılar:
3G ihalesi yapıldı? 3G neler getirecek?
Cep Telefonu Alırken Dikkat Edilmesi Gereken Özellikler
Cep Telefonu Nasıl Dinlenir?
112 - Acil Yardım Yerinizi Biliyor..
Elektronik Haberleşme Kanunu yürürlüğe girdi
cep telefonu, GSM, GPRS, internet, geniş bant, hızlı internet, cepten internete nasıl girilir, üçüncü nesil, 3G, 3N, mobil iletişim, ADSL, cepten tv radyo, mp3, film, müzik dinlemek, nasıl, 3G nedir, ücret, fiyat

Yazının devamı..

Yasaklanan sitelere girmek suç mu?

22 Haziran 2009

"DNS Ayarları ve Yasaklanan Sitelere Erişim" başlıklı yazım hakkında şuna benzer bir soru/yorum gelmişti:

Soru: "DNS değiştirmek güvenli mi? Yani yasak olan bir olguyu delmiş oluyorsun, bu yasal mı? Yasaklanmış sitelere girenlerin başı ağrır mı?"

Kısa bir cevap yazmıştım ama asıl cevabım daha uzun olduğu için yeni bir konu açarak yazmaya karar verdim.

Bence;
DNS ayarlarını değiştirmek neden yasak olsun ki? Herkes kendi şahsi bilgisayarında her türlü konfigürasyonu yapabilir ve buna kimse karışamaz. Sonuçta bunlar teknolojinin sağladığı imkanlardır. Kimse falan DNS'i veya falan proxy'yi kullanamazsın diyemez ancak site yasaklamalarında yapıldığı gibi bunların da yetkili kurumlar tarafından engellenmesi yoluna gidilebilir.

İşin aslı şu; yasaklanan sitelere erişim, tam anlamıyla engellenmiyor ve bazı teknik açıklar bırakılıyor. Bu yasakları uygulayanlar da bu açıkların farkındalar ve engellemediklerine göre, ya buna göz yumuyorlar ya da yapabilecekleri başka bir şey yok.

Eğer istenirse, yazıda bahsettiğim, "yasaklı sitelere erişim yöntemleri"nin hepsi yetkililer tarafından engellenebilir ama bunun için servis sağlayıcıların çok yüklü miktarda yatırım yapmaları gerekir. Bu durumda örneğin TürkTelekom'un URL Filtreleme yapması gerekebilir veya örneğin yurtdışındaki DNS'lerin kullanımı engellenmek istenebilir, ki bu durumda UDP 53 numaralı DNS portunun bloklanması için firewall gerekir. Bunların yapılabilmesi de bir servis sağlayıcı için oldukça zor ve maliyetli işlerdir.

Ayrıca ilginç bir bilgi paylaşmak istiyorum. Alexa'ya göre şu an, Türkiye'den en çok girilen siteler listesinde YouTube hala beşinci sırada!

1-google.com.tr, 2-facebook.com, 3-google.com, 4-live.com, 5-youtube.com

Yani Türkiye'deki kullanıcılar tarafından en çok ziyaret edilen beşinci site YouTube, hem de yasak olmasına rağmen. Sanırım bu durum, yasağın ne derece işe yaradığını açıkça gösteriyor..

Serdar Kocaoğlu - MCSE:S
22.06.2009

Yazının devamı..

Tehlikeli Aramalar

05 Haziran 2009

Çoğumuz hemen hemen her gün arama motorlarını kullanıyoruz; makale, kitap, haber, program, mp3, video, film, oyun vb. arıyoruz. Ama kullanıcıların çoğu masumane bir şekilde yaptıkları bu aramaların aslında ne gibi tehlikelere yol açtığının farkında bile değil. Kullanıcıların özellikle bedava, film, indir, download, mp3 gibi aramalar yaparak girdikleri sitelere çok dikkat etmeleri ve şüpheyle yaklaşmaları şart. Konuyla ilgili McAfee bir rapor hazırlamış:

McAfee'nin, araştırmasına göre, ekran koruyucu, şarkı sözü ya da bedava müzik indirme platformları arayan kullanıcılar, pek de farkında olmadan bilgisayarlarını tehlikeye sokuyorlar. Küresel ölçekte yapılan değerlendirmede; bedava kelimesi yüzde 7.3 ile şarkı sözü aramaları ise yüzde 5.1 bir oranla en riskli arama kelimeleri arasında yer alıyor.

McAfee'nin araştırması en büyük arama motorlarını kapsıyor. İncelenen arama motorları arasında; Google, Yahoo, Microsoft Live, Ask ve AOL bulunuyor. Araştırma ile 2600'e yakın popüler "anahtar kelime" ve oluşturdukları riskler analiz edildi. Her bir kelime için, gelen ilk 5 sayfadaki arama sonuçlarının kullanıcılar açısından güvenliği değerlendirildi.

İlgili Yazılar:
Dünyanın en tehlikeli web siteleri
İnternet Bankacılığı Kullanımı ve Güvenliği
Çocuklar için İnternet Kullanımı Sözleşmesi
İnternetten film ve mp3 indirmek engellenebilir mi?
Türkiye'de İnternet Kullanımı ve Zararları
İnternetin Faydaları
Google'ın Marifetleri
Microsoft, Google ve Yahoo'dan İnternet Kısıtlamalarına Karşı İşbirliği

Yazının devamı..

Şampiyon Beşiktaş - Kartalın Yeniden Doğuşu

30 Mayıs 2009

Şampiyon Kara Kartal

6 yıl aradan sonra nihayet şampiyonuz. Bütün Beşiktaşlıları kutlarım.

Kartalın Yeniden Doğuşu

Kartal, kuş türleri içinde en uzun yaşayanıdır. 70 yıla kadar yaşayan kartallar vardır. Ancak bu yaşa ulaşmak için, 40 yaşlarındayken çok ciddi ve zor bir kararı vermek zorundadır. Kartalın yaşı 40′a dayandığında pençeleri sertleşir, esnekliğini yitirir ve bu nedenle avlarını kavrayıp tutamaz hale gelir. Gagası uzunlaşır ve göğsüne doğru kıvrılır. Kanatları yaşlanır ve ağırlaşır. Tüyleri kartlaşır ve kalınlaşır. Artık kartalın uçması iyice zorlaşmıştır, bu noktada bir tercih yapması gerekir. Ya ölümü seçecektir ya da yeniden doğuşun acılı ve zorlu sürecini göğüsleyecektir. Bu yeniden doğuş süreci 150 gün kadar sürecektir. Bu yönde karar verirse, bir dağın tepesine uçar ve orada bir kaya duvarda, artık uçmasına gerek olmayan bir yerde yuvasında kalır.

Bu uygun yeri bulduktan sonra kartal, gagasını sert bir şekilde kayaya vurmaya başlar. En sonunda kartalın gagası yerinden sökülür ve düşer. Kartal bir süre yeni gagasının çıkmasını bekler. Gagası çıktıktan sonra bu yeni gaga ile pençelerini yerinden söker çıkarır.

Yeni pençeleri çıkınca, kartal bu kez eski kartlaşmış tüylerini yolmaya başlar. 5 ay sonra, 20 yıl veya daha fazla sürecek yeni yaşamına başlamak üzere meşhur yeniden doğuş uçuşunu yapmaya hazır duruma gelir..

Yazının devamı..

MSN'in Yasaklanması..

24 Mayıs 2009

MSN'in Yasaklanması..

Microsoft, Windows Live Messenger'ı (yani MSN'i) Amerika'nın ambargo uyguladığı Küba, Suriye, İran, Sudan ve Kuzey Kore'ye yasaklayacakmış. Bu ülkelerden MSN'e bağlanmak isteyen kullanıcılar 'Error 810003c1' hata mesajını alacak ve ilgili servise bağlanamayacakmış.

Keşke bize de yasaklasalar, millet MSN bağımlısı oldu, üstüne bir de güvenlik problemlerini ekleyince tam bir baş belası. MSN üzerinden gelen virüsler, kişisel bilgilerini çaldıranlar, şifresini çaldırıp da kendisi adına kontör istenenler vs vs..

Eskiden anlık mesajlaşma programlarının babası ICQ (i seek you - seni arıyorum) idi ve işi bilen herkes onu kullanırdı. Hatta ICQ numaralarının bile önemi vardı. İlk yüzbinde olanlar üstün insan sınıfına falan girerdi :) Ama MSN ile kıyaslanmayacak kadar kullanışlı ve üstün özelliklere sahip bir yazılımdı. Bundan 7-8 sene önce ICQ'dan cep telefonlarına SMS attığımı bile hatırlıyorum. Microsoft, 2001'de MSN'i Windows XP'nin içine gömünce ICQ piyasadan silindi. Türkiye'de internetin, özellikle ADSL ile yaygınlaşmaya başlaması XP'nin çıkışından sonraya denk geldiği için bilgisayar ve internetle yeni tanışan herkes MSN'ci oldu ve bu yüzden de Türkiye en çok MSN kullanan ülkelerden biri haline geldi..

İşte MSN olayı budur..

Serdar Kocaoğlu
MCSE:S
24.05.2009

Yazının devamı..

Geocities kapanıyor..

28 Nisan 2009

5-6 yıl kadar önce benim de kullandığım Yahoo'nun kişisel web sitesi servisi Geocities kapanıyormuş. Zaten uzun zaman önce popülerliğini yitirmiş olan bu servis mevcut teknolojilerin çok gerisinde kalmış, hatta popülerken bile verdiği hizmetlerin çok sınırlı olması nedeniyle pek de beğenilmemişti.

Yahoo! Web hosting servisi olarak bilinen GeoCities’ı kapatacağını duyurdu.
Geocities’in kapatılma kararının nedeni, Yahoo tarafından, “dikkatle yapılan bir değerlendirme sonucu” şeklinde açıklanmakla birlikte, asıl sebebin, global kriz kadar, blogların popülerleşmesi sonucunda, Geocities’in Web 2.0 ile gelen ve entegre çalışan yeni platformlara ayak uydurmaması olarak düşünülüyor..

Yazının devamı..

Krizin Özeti

16 Nisan 2009

Geçenlerde bir otomotiv dergisinde, bir işadamının makalesini okurken krizle ilgili bir cümlesini çok beğendim. Bu cümleyle krizin ne olduğunu ve nasıl çıktığını çok güzel özetlemiş. Diyor ki bu işadamı:
"Çarklar hızla dönerken su yüzüne çıkmayan problemler, çarkların yavaşlamasıyla birlikte ortaya çıktı ve saadet zinciri koptu."
Sizi bilmem ama ben bu cümleden çok şey anladım. Olayı basitleştiren ve özetleyen bir cümle..

Serdar Kocaoğlu
16.04.2009

Yazının devamı..

Spama Karşı Port Tedbiri (Türkiye'de SMTP için 25. port yerine 587 kullanılacak)

14 Nisan 2009

spama port tedbiri
Bu siteyi takip edenler, spam mailler konusundaki hassasiyetimi ve daha önce konuyla ilgili yazdıklarımı hatırlayacaklardır. Türkiye olarak spamda dünya çapında kimilerine göre ikinci, kimilerine göre üçüncü durumda olmamıza rağmen neden bişeyler yapılmadığı üzerinde çok durmuştum. Nihayet konu ile ilgili Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından çalışmalar yapılıp bazı adımlar atıldı.

Çözüm olarak yapılmak istenen şey ise standart mail gönderme portu olan TCP 25. portun bloklanması ve yerine TCP 587. portun kullanılması. Port değiştirme önerisi aslında daha önce benim çalıştığım kurum da dahil bütün kurumlara sorulmuştu. Ben açıkçası o zaman bunun iyi bir çözüm olduğuna inanmadım çünkü portun değişmesi bana pek anlamlı gelmedi. Sonuçta 25. portu kullananlar 587'yi de kullanırlar diye düşündüm ama aslında bu port değişikliğiyle hedeflenen şey; ADSL kullanıcılarının haberi bile olmadan virüslerin veya Zombie (Botnet) bilgisayarların 25. port üzerinden otomatik olarak gönderdikleri spam mailleri bloklamak. Bu durumda, bu tedbir baya işe yarayacak gibi görünüyor.

TTNET'in konuyla ilgili açıklamasını aşağıda bulabilirsiniz..

Serdar Kocaoğlu
MCSE:S
14.04.2009

TTNET'in Açıklaması:

Şimdi E-posta Kutunuz Daha Güvenli!

Internet üzerinde aynı mesajın yüksek sayıdaki kopyasının, bu tip bir mesajı alma talebinde bulunmamış kişilere, zorlayıcı nitelikte gönderilmesi SPAM (istenmeyen e-posta) olarak adlandırılır. SPAM sorunu dünyada internetin yaygın kullanılmaya başlaması ile birlikte ortaya çıkan bir sorundur.

SPAM gönderimi kötü niyetli kişilerin bilinçli olarak kendi bilgisayarlarından yapılabildiği gibi, güvenliği sağlanmamış bilgisayarlara internet yoluyla botnet, worm gibi casus yazılımlar bulaştırılıp bu yazılımların bulaştırıldığı bilgisayarlar üzerinden de yapılabilmektedir. Casus yazılım bulaştırılan bilgisayar sahiplerinin bir çoğu kendi bilgisayarlarının SPAM amaçlı kullanıldığının farkında dahi değildir.

Dünyada dolaşan e-postaların %90'ı SPAM e-postadır ve bu SPAM e-postaların %80'i de internetten casus yazılımlar bulaştırılmış, kullanıcılarının haberi dahi olmayan, "zombie" diye adlandırılan bilgisayarlar üzerinden gitmektedir.

Ülkemiz maalesef dünyanın en büyük SPAM e-posta yayan ülkelerinden biridir. Bu da ülkemiz için ciddi bir saygınlık ve imaj kaybına sebep olmaktadır. Bunlara ek olarak ciddi bir kaynak israfına da yol açmaktadır.

Ayrıca, yurtdışında bilgisayarlar üzerinden bilinçli veya bilinçsiz spam e-posta gönderen IP adreslerini tespit eden karaliste organizasyonları mevcuttur. Karaliste organizasyonları bir IP bloğundaki kullanıcıların bir kaç tanesi SPAM yapmış olsa bile ilgili IP Bloğunun tamamını karalisteye alabilmektedir. Böylece hiç SPAM yapmamış kullanıcılar da karalisteye girdiğinden dolayı e-posta gönderememe problemi yaşamaktadırlar.

SPAM sorununun önlenmesinde en önemli adım gönderilen mesajların kimin tarafından gönderildiğinin bilinmesi ve denetlenebilmesidir. SPAM ile mücadele amaçlı kurulmuş organizasyonlar, aslen e-posta servisi sağlayan kurumların alması gereken bu önlemin erişim servis sağlayıcılar tarafından da desteklenmesini talep ve tavsiye etmektedirler.

Halihazırda SPAM e-posta gönderimi yaygın olarak ADSL kullanıcılarının bilgisayarlarından mesaj gönderilmek istenen sunucuya doğru 25. Port üzerinden bağlanarak yapılmaktadır. Dünyada operatörler tarafından en yaygın kullanılan çözüm, dinamik IP'li müşterilerin 25. portunun kapatılıp e-posta göndermelerini engelleyerek gerçek e-posta kullanıcıların güvenli başka bir porttan göndermelerini sağlamaktır.

Bu yöntem uygulandığında dinamik IP bloklarından gönderilen SPAM mesajları kayda değer oranda azalacak, gönderilen SPAM mesajların kimlik tespiti yapılabilmesi nedeniyle ilgili servis sağlayıcı tarafından daha kolay tespit edilebilecektir. Kimlik Doğrulamalı e-posta gönderimine geçiş için, dinamik IP'li kullanıcıların e-posta göndermek için kullandıkları 25. Port bloklanacak, kullanıcıların e-posta istemci yazılımları (outlook express gibi) üzerinde "Authenticated/kimlik doğrulamalı SMTP" seçeneklerini aktive ederek 587. Port üzerinden e-posta göndermeleri istenecektir.

Yukarıda anlatılan uygulamanın hayata geçirilebilmesi için, e-posta hizmeti veren abone potansiyeli yüksek yer sağlayıcıların da katılımıyla, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) nezdinde düzenlenen toplantıda Pilot bir uygulama yapılması kararlaştırılmıştır. E-posta hizmeti veren yer sağlayıcılardan Çizgi Telekom, DorukNet ve Mynet'in katkıları ile Pilot Çalışma Modeli oluşturulmuş ve oluşturulan bu model BTK ile paylaşılmıştır. BTK tarafından da Pilot Çalışma Modeli toplantıya katılan tüm e-posta yer sağlayıcıları ile paylaşılmıştır.

Port Değişikliğinden Etkilenmeyenler

- Web tabanlı e-posta hizmeti alan hiçbir müşteri sorun yaşamayacaktır.
- Gmail, Yahoo, Hotmail gibi e-posta sağlayıcıları istemci bazlı hizmetlerinde 25. port kullanmadığı için bu hizmetleri kullananlar etkilenmeyecektir.
- Statik IP'li olan e-posta sunucusu, ADSL erişimi kullanan firmaların kullanıcıları etkilenmeyecektir.
- Kurumsal şirket çalışanları genelde VPN yada OWA gibi web tabanlı erişimler kullandıkları için sorun yaşamayacaktır.
- Yurtdışından istemci kullanarak e-posta hizmeti alan müşterilerin çoğunluğu port 25 kullanmadığı için etkilenmeyecektir.

Port Değişikliğinden Etkilenenler için yapılması gerekenler:

Outlook, Outlook Express vb.gibi e-posta programları ile e-postalarını kullanan müşterilerimizin ayarlarında değişiklik yapması gerekmektedir.

Öncelikle, e-posta hizmeti aldığınız firmanın 587.port hizmetini aktif hale getirdiğini teyid etmeniz gerekmektedir. Aktif hale getirilmiş ise kendi e-posta programlarınızda giden sunucu olarak 25.port kullanımı yerine 587.port değişikliğini yapabilirsiniz.

İlgili Yazılar:
Dünyadaki Spam e-postaların yüzde 8’i Türkiye'den..
Spamda dünya 1.liğine doğru..
Örnek bir phishing (olta) maili..

Yazının devamı..

İhtiyarların Kavgası ve Bu Ülkeye Dair..

13 Nisan 2009

Dün oğlumu parka götürdüm. Salıncak, kaydırak faslından sonra biraz oturalım diye boş bir masaya geçtik. Derken ihtiyar bir amca çıkageldi. Selamlaştık, masamıza oturdu. Bu amca 1933 doğumlu (76 yaşında) ve Kayseriliymiş. Yıllarca Almanya'da çalışıp emekli olup gelmiş, çoluk çocuğa ev yapmış, yaşayıp gidiyormuş. Kendisi güler yüzlü, canayakın bir tipti. Hiçbir ihtiyara saygıda kusur etmeyiz ama böylelerini daha bir içten severiz. Bir de her gördüğüne öğütler vermeye çalışan, ağzından cehalet aktığı halde kendisini ulu çınar zanneden ihtiyarlarımız vardır ki, böylelerine de saygıda kusur etmemeye çalışırım ama olabildiğince uzaklara kaçarım.

Neyse dönelim bizim amcaya. Sanırım kendisi de hala sigara içtiği için olacak ki, görür görmez sigarayı bırakmamı söylemeyen ilk yaşlıydı :)

Bu amcayla, gavurun dürüstlüğünden, bizim sahtekarlığımızdan dem vuruyorken yaşlı bir amca daha geldi, bereketli günümdeymişim, bir sürü boş masa varken o da gelip yanımıza oturdu. Tabi asıl niyetleri sohbet etmek olan bu amcalara hiç bir zaman "öte git" dememişimdir ama ne yazık ki iletişim kurmakta da hep zorlanmışımdır.

Neyse, bu yeni amcanın da 1931 doğumlu (78 yaşında) ve Kırşehirli olduğunu diğer amcayla birlikte öğrendik. İşe bakın ki bu amca da diğeri gibi eski bir Almancı çıktı. İçimden dedim ki "Oh ne ala, Almanyadan hemşeri çıktılar, gör şimdi muhabbeti!" ama nerdee! Amcalar Kayseri ve Kırşehir tartışmalarına bir başladılar ki sormayın. Biri Kayserililere atıp tutuyor diğeri Kırşehirlilere. Pes dedim yani bu yaşa gelmişler hala akıllanmamışlar. Ben de arasıra lafa girip her memleketin iyisi de vardır, kötüsü de mealinde bişeyler söyleyip olayı tatlıya bağlamaya çalışıyorum ama dinleyen kim! Kayserili amca Kırşehirlilerin ne kadar para düşkünü olduğundan, Kırşehirli amca da Kayserinin yarısının Ermeni olduğundan bahsetti. Bu arada her söylediklerini de bana onaylatmaya çalışmaktan geri durmadılar.

Sonunda Kırşehirli ağzını bozmaya başladı ve kalkıp gitti. İşin aslı Kırşehirlinin diğeri kadar hoşgörülü ve sevecen bir yanı yoktu. Daha baştan, herşeyi bilirim havasında ve önyargılıydı. Aslında ben Kayserililerin para konusunda tartışmasız bir şöhret yaptığını bilirim ama Kayserili amca bu iddiayı Kırşehire yöneltmişti. Almanya'da birlikte iş yaptığı bütün Kırşehirlilerin böyle olduğunu gördüğü için kendince haklıydı. Ben de bunun sebebinin Almanya'da yaşayan Kırşehirli oranının fazla oluşundan kaynaklanıyor olabileceğini söyledim ama bu fikrim de ihtiyarlar tarafından pek itibar görmedi.

Her neyse, bu saçma tartışmaya taraftar olacak değildim ve bu yaşa gelmiş insanların böyle bir tartışmaya girerek birbirlerine karşı hakarete varan sözler sarfetmelerini çok yadırgadım.

Bu olayı paylaşmamın asıl sebebi; bu neslin, yani dedelerimizin ve hatta babalarımızın nasıl bir ruh haline sahip olduklarını göstermesi ve bu ruh halinin ülkeye nelere mal olduğunu gözler önüne sermesidir. İşte bu zaaf yüzünden, bu ülke yıllarca anarşiye sürüklenmiş, millet şucu bucu diye bölünmüştür.. Bari biz ve çocuklarımız bu zaafın kurbanı olmayalım, ortak paydalarda birlik olalım: En azından devletimiz, vatanımız, bayrağımız ve dilimiz aynı. Farklı inanabilir veya düşünebiliriz, farklı takımları tutabiliriz, farklı etnik kökenimiz olabilir, farklı yerlerde doğup büyümüş olabiliriz, ne var yani bunda? Bunlar kavga sebebi olabilir mi? Bunlar bölünmeyi, birbirimize düşman olmayı gerektirir mi?..

Serdar Kocaoğlu
13.04.2009

ihtiyar, yaşlı, amca, kayserili, kırşehirli, hemşericilik, bölgecilik, farklılık, para, almanya, almancı, emekli, çocuk, zaaf, millet, ülke, vatan, dil, Türkiye, bayrak, etnik köken, kurban, ortak payda, anarşi, birlik, beraberlik, düşman, böünme, bölücülük

Yazının devamı..

Google Pagerank Güncellemesi Hakkında..

04 Nisan 2009

Bir süredir çok sık yazmıyorum. Yazmaya ara vermemdeki en önemli sebep, siteye 2008 sonu için koyduğum hedeflere birkaç ay gecikmeyle de olsa ulaşmış olmamdı. Demek ki hedeflere ulaşılınca motivasyon azalıyor, daha büyük hedefler koymak gerekebiliyor ama açıkçası site konusunda daha büyük hedefler belirlemeye pek de niyetim yok. Çünkü bu oldukça zahmetli bir iş, vakit ayırmak ve oturup düzenli aralıklarla bol bol yazı yazmak gerekiyor. Böyle olunca da işin tadı kaçıyor, zevkle yapılan bir iş zamanla eziyet halini alıyor. Bunları düşünerek biraz ara vermeyi tercih ettim. Peki neymiş bu hedefler derseniz;

1) Günlük ziyaretçi sayısını 500'e çıkarmak
2) Alexa'da ilk 500.000'e girmek,
3) Google Pagerank'ın en az 3 olması.

İlk 2 hedefe Şubat ayında ulaştım ama Google, pagerankları yılbaşından beri güncellemediği için bu hedefe ulaşılması bir hayli gecikti. Ama beklemeye değdi çünkü birkaç gün önce Google'ın yaptığı pagerank güncellemesiyle pagerankım 4 oldu. Netice itibariyle bu son hedef de aşılmış oldu.

Evet, uzun uğraşlarımdan sonra nihayet Google Pagerank'ım 4 oldu. Yani bu site için verilen emek Google tarafından da bir nevi tescillenmiş oldu. Bundan sonraki hedef, daha önce tutturulan hedefleri korumak olacak çünkü son bir aydır bıraktığım boşluk yüzünden ilk 2 hedefte ciddi gerilemeler oldu. Yine fırsat buldukça yazmaya çalışacağım ama bundaki en belirleyici etken, okuyucunun ilgisi ve yorumları olacaktır..

Serdar Kocaoğlu
04.04.2009

İlgili Yazılar:
Neden Site? Neden Blog? Neden Blogger?
Pagerank Nedir, Nasıl Yükseltilir?
Alexa İstatistikleri Hakkında..
Google'ın Marifetleri
pagerank güncellemesi, google, alexa, günlük ziyaretçi sayısı, site, blog, istatistik

Yazının devamı..

Microsoft'tan Conficker Uyarısı

27 Mart 2009

Microsoft, Conficker Virüsü İle İlgili Bir Uyarı Yayınladı

Microsoft, Conficker virüsünün yeni bir sürümünün 1 Nisan 2009 tarihinde etkin olacağına dair bilginin kendilerine ulaştığını bildirdi. Virüsten korunmak için bu tarihten önce MS08-067 kodlu güvenlik yamasının yüklenmesi tavsiye edilmektedir.

Açıklık ve virüs ile ilgili detaylı bilgiler:
http://www.microsoft.com/technet/security/Bulletin/MS08-067.mspx

Microsoft, güvenlik yamasına ek olarak, ağ bağlantılarında kullanılan şifrelerin seçimi sırasında daha dikkatli olunması ve karmaşık şifreler seçilmesini de önermektedir. Microsoft sistemlerin şifre saklama mekanizmaları ve şifreler hakkında akla gelebilecek diğer soruların cevabı için:
http://technet.microsoft.com/en-us/library/cc512606.aspx

MMPC (The Microsoft Malware Protect Center) virüslerin karakteristiği, ağlara ve sistemlere nasıl saldırdığı, bulaşma belirtileri, korunma yöntemleri konularına ilişkin bilgiler sunmaktadır.
Win32/Conficker.D virüsü için MMPC'nin sunduğu bilgiler:
http://www.microsoft.com/security/portal/Entry.aspx?Name=Worm%3aWin32%2fConficker.D

26.03.2009
Kaynak: http://www.bilgiguvenligi.gov.tr

microsoft, conficker, virüsü, virus, uyarı, MS08-067, güvenlik, yama, patch, malware, zararlı yazılım, mmpc, win32, ağ, sistem, şifre, açık, bulaşması, korunma

Yazının devamı..

İnternetten film ve mp3 indirmek engellenebilir mi?

02 Mart 2009

internetten film ve mp3 indirmekHaberin aslı, yazının sonunda var ama özü şöyle:
Kültür ve Turizm Bakanlığı, sanal korsanlığı önleyeceğini iddia ettiği bir çalışma başlatmış. Çalışmayla korsan film indirenler tesbit edilip cezalandırılacakmış.

Bunu nasıl başaracaklarını pek anlamadım. Sanırım onlar da pek anlamamış olacaklar ki, %70'ini engelleriz gibisinden bişeyler söylemişler. Ortak kanı şu ki; bunun önüne geçmek mümkün değil ama asıl maksat, internet kullanıcılarını korkutarak caydırmak.

Bu yasayla muhtemelen sıradan kullanıcılar kendilerini bir film veya mp3 için riske atmak istemeyeceklerdir. Bu da zaten %70'i rahat geçer diye düşünülebilir. Burada asıl yapılmak istenen, bunların suç olduğunun, cezası olduğunun topluma anlatılması. Yoksa milyonlarca internet kullanıcısının hangi birini nasıl kontrol edeceksiniz? Kimin, ne indirdiğini, nereden bileceksiniz? Bu konuda internet sağlayıcılara güveniliyorsa, onlar bu işi nasıl yapacaklar, onların bu işi nasıl yapacaklarını kim nasıl denetleyecek? Servis sağlayıcıların teknik altyapısı bu iş için yeterli midir? Yeterliyse youtube gibi yasaklanan sitelere erişim neden engellenememektedir? TürkTelekomun bunları yapacak kapasite ve gücü varsa neden önce mesela spam mailleri önlemeye çalışmıyor? Diyelim ki, herkesi takip ettiler, kaçak filmi proxy ile indirenler nasıl tesbit edilecek? Aynı IP adresini kullanan yüzlerce kişiden (örneğin büyük bir firma veya kurumda çalışanlar) hangisinin film indirdiği nasıl anlaşılacak? İnsanların evlerinden girdikleri web sitelerini, indirdikleri dosyaları takip etmek suç değil midir? Özel hayatın gizliliğine, mahremiyete aykırı değil midir? Kanun buna izin verir mi bilemem ama verirse başka kanunlarla çelişir.

Ayrıca neden film veya mp3'e öncelik verilmektedir de korsan yazılım için bişey yapılmamaktadır? Ben bugüne kadar üzerinde hiç kaçak yazılım bulunmayan bir kişisel bilgisayara rastlamadım. Önce buna bir tedbir almak gerekmez mi, madem bu işe başlanmışken? Herşey kaçak işletim sistemiyle başlıyor, gerisi geliyor demek ki :)

Serdar Kocaoğlu
MCTS, MCSE:S
01.03.2009

Haberin aslı:

Kültür ve Turizm Bakanlığı, sanal korsanlığın önüne geçecek önemli bir çalışma başlattı.

Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürü Doç. Dr. Abdurrahman Çelik, yasal eksikliklerin tamamlanmasının ardından sektör için devrim niteliği taşıyacak projeyi anlattı:
“Alacağımız önlemle internet ortamındaki korsan indirimin yüzde 70 oranında önüne geçmeyi hedefliyoruz. Bu konuda ABD ve Avrupa’da uygulanan yöntemler var. Doğrudan internet ortamında MP3 ve video formatındaki dosyaların paylaşımı kontrol ediliyor.

Sistem yasal olmayan indirimleri otomatik olarak seçiyor. İlkinde doğrudan kanunla ilgili madde yazılarak, ’yasal bir indirim yapmadınız’ uyarısı yapılıyor. Korsan indirim devam ederse yasal işlem başlatılıyor. Yasada bir ceza maddesi olmadığı için bu işlemi yapanlara nasıl bir ceza verileceği henüz net değil. Ancak yapılacak yasal düzenlemeyle para cezası, işin yoğunluğuna göre de hapis cezası verilmesi hedefleniyor. Adalet Bakanlığı ve Telekomunikasyon Üst Kurulu’yla yapılacak görüşmelerin ardından bu netlik kazanacak. Yasal düzenlemenin sağlanmasının ardından proje hayata geçecek.”

SİSTEM NASIL İŞLİYOR?

Bakanlığın teknik altyapısını oturttuğu, hukuki altyapısı için de düğmeye bastığı sistem şöyle işleyecek: Kullanıcıların bilgisayarlarından hangi şarkı, film veya elektronik kitabı indirdikleri dakika dakika tespit edilecek. Sisteme korsan olarak düşecek olan kullanıcıların IP numaraları belirlenecek. Sonra hangi kullanıcının hangi eseri indirdiği görülecek. Ardından indirimi yapan ve IP numarası tespit edilen kullanıcıya bakanlık tarafından yasal uyarı gönderilerek korsan indirim yapılmaması yönünde uyarılacak. Aynı IP’den korsan indirimin sürmesi halinde ise para cezası, indirim yoğunluğuna göre de hapis cezası uygulanacak.

sanal korsanlık, kaçak, korsan film, mp3, video, müzik, yazılım, indirmek, download, yasaklamak, kanun, yasa, suç, ceza, web, internet, servis sağlayıcı, türktelekom, ip, IP adresi, proxy, site, telif hakları, teknik, hukuk, altyapı, kullanıcı, sistem

Yazının devamı..

Beyin Okuma ve Gelecekte Suçlu Tesbiti

24 Şubat 2009

beyin okumak mümkünSon çıkan haberlere göre gelecekte beyin okumak mümkün hale gelecekmiş. Bu da akla hemen, suçların ve suçluların kolayca tesbit edilebilmesi imkanını getiriyor. Bu sayede belki de yakın bir gelecekte, sorgulanan zanlıların söylediklerini değil akıllarından geçenleri yani düşündüklerini öğrenmek mümkün olabilecek. Bana öyle geliyor ki, gelecekte teknolojinin getireceği imkanlarla birlikte suç işlemek de tarih olacak gibi..

Yazının devamı..

112-Acil Yerinizi Biliyor..

20 Şubat 2009

112 acil yardımBaşınız derde girerse veya herhangi bir kazaya, belaya maruz kalırsanız ve nerede olduğunuzun bilinmesini isterseniz yapmanız gereken ilk şey 112'yi aramak. Çünkü Kasım 2008'de çıkan Elektronik Haberleşme Kanunu'na göre 110, 112, 155, 156 gibi acil yardım hatlarını arayanların yerleri, ilgili telekom operatörü tarafından tesbit edilerek ilgili kuruluşlara bildirilmek zorunda. Bu yasaya göre örneğin 112'yi cep telefonunuzdan aradığınızda GSM operatörünüz yerinizi GPS teknolojisi ile anında tesbit edip ilgili kuruluşlara bildiriyor. Yani 112'yi aradığınızda nerede olduğunuzu uzun uzun anlatmanıza gerek kalmıyor.

5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanununun 31. Maddesinin son fıkrası şöyle diyor:
(4) "Ankesörlü telefon hizmeti kullanıcıları da dahil olmak üzere, kamu kullanımına açık telefon hizmetinden faydalanan kullanıcılar, herhangi bir ücret ödemeden 112 ve Kurumca belirlenen diğer acil çağrı numaralarını çevirerek acil çağrıya cevap vermekle yetkili kuruluşa erişme hakkına sahiptir. Kurumca belirlenen esaslar çerçevesinde işletmeciler ücretsiz olarak, kullanıcıların 112 acil çağrı numarasına ve Kurumca belirlenebilecek diğer acil çağrı numaralarına sunmakta oldukları hizmetin kapsam ve kalitesine uygun olarak erişimlerini sağlamak ve acil yardım talebinde bulunan kullanıcıların yerlerini tespit ederek ilgili kuruluşa bildirmekle yükümlüdür."

İlgili Yazılar:
Elektronik Haberleşme Kanunu yürürlüğe girdi
Elektronik Haberleşme Güvenliği Yönetmeliği yayınlandı
Cep Telefonu Nasıl Dinlenir?
gps, yer belirleme, telefon, 112 acil yardım, 110 Yangın İhbar, 112 Sıhhi İmdat, 155 Polis İmdat, 156 Jandarma İmdat, gsm, cep telefonu, arayanın yeri nasıl belirlenir, elektronik haberleşme kanunu

Yazının devamı..

Neden Site? Neden Blog? Neden Blogger?

16 Şubat 2009

Bundan 7 yıl önce, bir arkadaşımın bana Frontpage'in ne işe yaradığını göstermesiyle başladı web serüvenim. Bu öyle bir programdı ki, hiç kod mod bilmeden html uzantılı web sayfaları yapılabiliyodu. (Yapılabiliyordu deyince şimdi yokmuş gibi algılanmasın, hala frontpage ve kullananları var tabiki.) Önce sayfa yapmayı, sonra link oluşturmayı öğrenerek farklı sayfaları linklerle bağlayınca oldu sana site. Sayfaların içeriği ise genelde maillerle gelen ilginç yazılar, resimler, küçük programlar vs idi. Yani tam bir yeni başlayan amatör işi..

Neden bir sitem olsun istedim hala tam olarak bilemiyorum ama bundaki en önemli etken sanırım öğrendiklerimi paylaşma isteğim ve ağırlıklı olarak da bilgisayar teknolojilerine duyduğum meraktı.

Böylece Şubat 2002'de serdarkocaoglu.8m.com adlı bir sitem olmuştu. Daha sonra Yahoo'nun kişisel site hizmeti Geocities'e taşındım (geocities.com/kocaogluserdar, serdarkocaoglu.cjb.net). 2006 yılına kadar böyle devam etti.

2006'da Geocities'in pabucunun dama çoktan atıldığını, sitenin çağın çok gerisinde kalıp unutulmaya yüz tutulduğunu (hatta benim bile siteyi kaderine terkettiğimi) farkedince serdarkocaoglu.com.tr alan adını alıp siteye çekidüzen vereyim dedim ve tam hatırlamıyorum ama Chip veya Byte dergisinin verdiği hazır site kodlarından birini kullanmaya başladım. Zaten bu işi oldum olası amatörce yaptım ve yapıyorum, hiç bir zaman kod yazmak istemedim, öğrenmedim (sadece biraz html bilirim), hep hazır programlar ve hazır kodlar kullanmayı tercih ettim. Çünkü benim işim kod yazmak, programcılık veya web tasarımcılığı değil. Ama hazır kodlarla çok güzel oynamak ve kendime uyarlamak gibi bir meziyetim de yok değildi, hazır kodu bulunca affetmezdim :)

Blogger altyapısına geçişim ise epey gecikmeli olarak Haziran 2008'de gerçekleşti. Bu gecikmedeki asıl sebep daha önce kullandığım 8m.com ve geocities.com gibi sitelerle uğraşmaktan bıkmış olmam ve blog altyapılarının da bunlardan çok farkının olmayacağı yönündeki düşüncem ve ayrıca bloglara sürekli kendi yazılarımı yazmam gerektiğini bilmem ve buna üşenmemdi. Buna rağmen fazla direnemeyip Blogger'a geçtim.

Blogger meğer tam benim gibi hazırcılara göreymiş; hosting (barındırma) derdi yok, ücret yok, güvenlik derdi yok, Google tarafından sınırsız destek var, yazılarınızın anında indexlenme ayrıcalığı var, sınırsız bantgenişliği var, her türlü güvenlik önlemi var, kodlarla uğraşma derdi yok, sitenin bütün tasarımının basit bir şablon (tema, css) dosyasıyla değiştirilme olanağı var, yazıları yedekleme şansımız da var artık, daha ne olsun. Üstelik Web 2.0 teknolojilerinin tamamını destekliyor; yorumlar, RSS desteği, ajaxın sağladığı imkanlar, yine Google'ın FeedBurner servisi ile e-posta üyeliği gibi çok çeşitli gelişmiş imkanlar da var. Bunlara ilaveten blogger için geliştirilmiş 3. party yüzlerce çeşit araç-gereç de mevcut. Hal böyleyken oturup da kişisel siteyi kendim yazacağım diye kasmanın alemi yok yani. Bir Amerikan veya İngiliz atasözü der ki: "Avoid re-inventing the wheel!" yani "Tekerleği yeniden icat etmekten sakın!" :) Bu çok doğru ve akılcı bir yaklaşım bence.

Bloggera geçip kendi yazılarımı yazmaya başlayınca, sitenin ziyaretçi sayısı 6 ay içinde ciddi oranda (yaklaşık 10 kat) artış gösterdi. İşte bazı istatistikler:

Günlük Ortalama Ziyaretçi Sayısı: 462
RSS Abone Sayısı: 143
E-Posta Abone Sayısı: 40
Alexa Dünya Sıralaması: 454913, Türkiye Sıralaması: 7957
Technorati: 394180
Bloxoo Puanı: 25.2 (Genel Bloglar Sıralaması: 239, Kişisel Kategorisinde: 46)
Google Pagerank: 2

Serdar Kocaoğlu
MCSE:S, MCTS
16.02.2009

İlgili Yazılar:
Pagerank Nedir, Nasıl Yükseltilir?
Bloglar Hakkında Yaptığımız Radyo Söyleşisi
Yükselen Trend Blogçuluk ve Blog Kültürü Üzerine..
Blogger Yasağı ve Bloglara Erişim Yöntemi
Alexa Trafik İstatistikleri
Blogunuza Arama Motoru Ekleyin..
Blogunuza Türkçe Son Yorumlar Aracı Ekleyin..
Blogumus Flash Animasyonlu Etiket Bulutu
Google'ın Marifetleri
Geocities kapanıyor..
blog, blogger, web, site, frontpage, google, feedburner, rss, ajax, tasarım, web2.0, html, serdarkocaoglu.com.tr, alan adıi hazır site, kod, yazılar, hosting, güvenlik, şablon, tema, css, eposta, araç, gereç, alexa, technorati, bloxoo, ziyaretçi sayısı, puan, rank, kategori, kişisel

Yazının devamı..

Örnek bir phishing (olta) maili..

12 Şubat 2009

örnek bir phishing olta spam maili epostasıDaha önceki bir yazımda spam maillerden ve phishing saldırılarından söz etmiştim. (Bkz:Spamda dünya 1.liğine doğru..)

Bu konu için güzel bir örnek vermek istiyorum.

Resimde de görüleceği üzere şöyle diyor mailde:

"Sayın AKBANK MÜŞTERİMİZ,
Son zamanlarda Akbank müşterilerimizden gelen şikayetler üzerine Bankacılık sistemimizde yeni bir altyapı girişiminde bulunduk. Bilgilerinizin ve internet trafiğinizin yeni alt yapımızda güncellenmesi ve internet şubemizi kullanabilmek için lütfen aşağıdaki linkteki formda bilgilerinizi güncelleyiniz.
Teşekkür Ederiz
Güncellemek için Tıklayınız.
Saygılarımızla,
AKBANK T.A.Ş"


Tıklamamızı istediği adres ise şu:
http://akbank.com.srth.co.kr/kampanya/index.php?refid=75234654&cmd=submit

Yani akbank.com.tr ile alakası olmayan sahte bir site. Bunun bir phishing (yemleme,olta) maili olduğunu bilmeyenler, linki tıklayıp güncelleme yaparlarsa girdikleri bütün bilgileri hırsızlara kendi elleriyle teslim etmiş olurlar. Aman bunlara dikkat!..

Serdar Kocaoğlu
12.02.2009

İlgili Yazılar:
Spama Karşı Port Tedbiri (Türkiye'de SMTP için 25. port yerine 587 kullanılacak)
Spamda dünya 1.liğine doğru..
İnternet Bankacılığı Kullanımı ve Güvenliği
Dünyadaki Spam e-postaların yüzde 8’i Türkiye'den..
akbank, eposta, spam, mail, phishing, olta, saldırı, internet bankacılığı, fake, sahte, site, bilgi güncelleme

Yazının devamı..

Pagerank Nedir, Nasıl Yükseltilir?

08 Şubat 2009

Pagerank Nedir, Nasıl Yükseltilir?

Google Pagerank Nedir?

Pagerank, Google'ın web sitelerini ve sayfalarını derecelendirme sistemidir. Sitelerin içeriklerine, ziyaretçi sayılarına ve tasarım kalitesine göre Google tarafından 10 üzerinden verilen puandır.

Pagerankı Yükseltme Yolları?

1) Blogunuza kaliteli ve özgün içerikli yazılar yazın.

2) Mümkünse blogunuza her gün yeni bir yazı eklemeye çalışın. Bu yazılarda düzgün ve sade anlatıma özen gösterin. Yazınız kesinlikle başka sitelerden alıntı olmasın. Kaliteli ve özgün içeriği Google bir saat içinde indeksleyebilmektedir.

3) Eski yazılarınızı her fırsatta güncelleyin, ilk haliyle bırakmayın. Her yazınıza yorum almaya çalışın. Sitenizi güncel tutmaya özen gösterin.

4) Yazınızla ilgili olan, daha önceki yazılarınıza ve ilgili diğer sitelere link verin.

5) İnsanların aramalarda en çok kullandıkları kelimeleri tesbit ederek bu kelimelere ağırlık vermeye çalışın. Yazınızla ilgili bir aramanın nasıl yapılacağını hesaba katarak yazınıza başlık verin. Google Trends'i hangi kelimelerin çok arandığını bulmak için kullanabilirsiniz.

6) Yazınıza her zaman en az bir görsel (resim, video) ekleyin, sadece yazılardan oluşan bir içerik genelde pek okunmaz.

7) Blogunuzu technorati, blogcatalog gibi blog dizinlerine ve arama motorlarına kaydedin. Blogunuzun tanıtımını yapın.

8) Blogunuzu arama motorları için optimize edin. Bunun için Arama Motoru Optimizasyonu (SEO - Search Engine Optimization) kurallarına uyun. Site tasarımının (şablon, tema), başlığın, anahtar kelimelerin, etiketlerin, fontların vs. seo uygunluğuna dikkat edin.

9) Yazmak istediğiniz konular hakkında önce araştırma yapın ve bol bol okuyun. Bu sayede okuyucularınıza daha kapsamlı ve kaliteli bilgi ve içerik sunabilirsiniz.

10) Pagerankı yüksek olan sitelerden link almaya çalışın. Düşük pageranklı (1-2 gibi) sitelerden onlarca link almak yerine, pagerankı yüksek olan (6-7 gibi) sitelerden 1 link almak daha faydalıdır. (Resimde görüldüğü gibi.)

Not: Bu maddeler sadece bloglar için değil aslında tüm siteler için geçerlidir..

Serdar Kocaoğlu
08.02.2009

İlgili Yazılar:
Google'dan DNS Hizmeti
Google'ın Marifetleri
Google Pagerank Güncellemesi Hakkında..
blog, google, pagerank nedir, Search Engine Optimization, arama motoru optimizasyonu, özgün içerik, yazı, pagerank nasıl yükseltilir, googleda ilk sıralarda çıkmak, ipuçları, seo teknikleri, seo kuralları, etiketler, tag, anahtar kelimeler, pagerank güncellemesi ne zaman

Yazının devamı..

Cep Telefonu Nasıl Dinlenir?

04 Şubat 2009

cep telefonu nasıl dinlenirCep telefonlarını dinlemek çok kolay!
Teknoloji hayatımızı kolaylaştırmakla kalmıyor, bir yandan da mahremiyet sınırlarımızı zorluyor, yeni yeni riskler ve güvenlik zaafiyetleri oluşturmaya devam ediyor. Bunlara en iyi örnek, son zamanların popüler konusu cep telefonu dinleme olayları. Bu konuyu sanırım bütün gazete ve tv'ler haber yaptı ama ben de değinmeden geçemeyeceğim. Konuyu yazmamı tetikleyen asıl sebep ise son zamanlarda bu konuda çok gelmeye başlayan reklam mailleri. Anladığım kadarıyla bu konuda ciddi bir kanuni boşluk var. Bu yüzden de cep telefonu dinleme yazılımları ulu orta satılıyor, siteleri açılıyor, reklamları yapılıyor..

Konunun benim asıl ilgimi çeken yönü ise her zaman olduğu gibi teknik boyutu. Bu işi yapanlar bu konuda da oldukça doyurucu bilgiler veriyorlar. Basit bir internet aramasıyla epey bilgi sahibi oldum.

Özetle; cep telefonu dinlemek aslında hiç de sanıldığı kadar zor değilmiş, aksine çok basit bir hal almış durumda. Yöntem oldukça basit; telefona casus bir yazılım kuruluyor ve bu casus yazılım, kurulduğu telefonun yönetimini tamamen ele geçirmekle kalmıyor, aynı zamanda başka bir telefon üzerinden komutlar alarak yönetilebiliyor.

Bu casus yazılım bakın daha neler yapabiliyormuş?
* Hedef kişiyi ve bulunduğu ortamı, kişi telefonla görüşmese ve telefon kapalıyken bile hiçbir belirti olmadan (hedef telefonda ışık yanma, titreşim, donma olmadan) dinleyebilirsiniz.
* Hedef kişinin tüm telefon görüşmelerini dinleyebilirsiniz.
* Hedef kişiye gelen ve giden kısa mesajlar (SMS'ler) eşzamanlı olarak sizin telefonunuza iletilir.
* Hedef telefonun sim kartı değişikliği size anında SMS ile bildirilir.
* Hedef kişinin yerini net olarak tespit edebilirsiniz.
* Hedef kişinin telefon görüşmelerini kayıt edebilir, daha sonra dinleyebilirsiniz.
* Hedef telefonu uzaktan kapatıp açabilirsiniz.
* Yazılım sınırsız süre ile kullanılabiliyor ve gerektiğinde başka telefona aktarım hakkınız var.

Yazılım yüklü cep telefonları bazı web sitelerinde sıfır veya 2. el olarak satılıyor. Bunların fiyatları 250 TL'den başlayıp 1500-2000 TL'ye kadar çıkıyor. Yalnız bunların kalitesi tartışılır. Bir de sadece yazılımı satan ve hakiki ve profesyonel olduğunu iddia edenler var. Bunlar da sağladıkları özelliklere göre 1000TL'den başlayıp 3000TL'ye kadar çıkıyor.

Bu bilgiler ışığında, siz siz olun telefonunuza mukayyet olun..

Serdar Kocaoğlu
04.02.2009

İlgili Yazılar:
Cep Telefonu Alırken Dikkat Edilmesi Gereken Özellikler
112 - Acil Yardım Yerinizi Biliyor..
Elektronik Haberleşme Kanunu yürürlüğe girdi
Elektronik Haberleşme Güvenliği Yönetmeliği yayınlandı

cep telefonu nasıl dinlenir, telefon dinleme, teknoloji, casus yazılım, komut, sms, sim kartı, fiyatı, risk, güvenlik, kanun, TL

Yazının devamı..

Bloglar Hakkında Yaptığımız Radyo Söyleşisi

29 Ocak 2009

Önceki yazımda katılacağımı duyurduğum radyo programını gerçekleştirdik. Yayınlama talebim üzerine, program kaydını çok hızlı bir şekilde sağlayan En Havalı Radyo yetkililerine tekrar teşekkür ediyorum.

Programda neler konuştuk?
Blog nedir? Blogçuluk, Bloglara neden ihtiyaç var? Neden yaygınlaştı? En çok kullanılan blog altyapıları (Blogger, Wordpress), Google, Bu işten karları ne? Reklam, Ücret, Web 2.0, Blogları izleme, takip yöntemleri, RSS nedir? Çok okunma endişesi, Nasıl blogcu olunur veya olunmalı? İçerik kopyalamak, kaynak göstermek, link vermek, Blogcular her konuda yazar mı? Blog yazarlığı, Yorum gerekli midir? Yorumlar blogu ve blogçuyu nasıl etkiler? Blogçular yazdıklarını kitaplaştırır mı? vs vs..

Bloglar hakkındaki radyo söyleşimizi buradan dinleyebilir veya indirebilirsiniz..


İlgili Yazılar:
Benimle Yapılan Bir Röportaj..
Yükselen Trend Blogçuluk ve Blog Kültürü Üzerine..
Google'ın Marifetleri
Blog Araçları
Meteorolojinin Sesi Radyosunda Konumuz: Bloglar
Blog, nedir, weblog, web günlüğü, blogçuluk, blogger, wordpress, google, reklam, ücret, web 2.0, blogları izleme yöntemleri, RSS nedir, ajax, xml, nasıl blogcu olunur, içerik, kopyalamak, kaynak, link, 8m.com, geocities.com, blogçular, yayıncılık, blog yazarlığı, meteoroloji, son hava durumu eklentisi, yorumlar, Güvenlik Kodu, Captcha

Yazının devamı..

Önerilen Yayın

Yapay Zekâ nedir?

Evet, internet devasa bir kütüphaneydi ancak gerekli bilgiyi araştırıp bulmak için bazen yüzlerce gereksiz bilgiyi de ayıklamak gerekiyordu...

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

YUKARI