e-postalarda kriptolama mekanizmasını anlamak

05 Haziran 2024

Kriptolu bir mail gönderirken kullanılan mekanizma, güvenli ve gizli iletişim sağlamak için genellikle asimetrik şifreleme (public key encryption) ve simetrik şifreleme (symmetric encryption) kombinasyonunu içerir. Bu mekanizmayı anlamak için sürecin adımlarına göz atalım:

1. Hazırlık

Anahtar Çifti Oluşturma

  • Her kullanıcının bir çift anahtarı vardır: bir açık anahtar (public key) ve bir gizli anahtar (private key).
  • Açık anahtar herkese açıktır, gizli anahtar ise sadece sahibinde kalır.

2. E-posta Gönderme

Simetrik Şifreleme Anahtarının Oluşturulması

  • Gönderen, mesajı şifrelemek için rastgele bir simetrik anahtar (oturum anahtarı) oluşturur. Simetrik anahtar, mesajı şifrelemek için kullanılan geçici bir anahtardır.

Mesajın Şifrelenmesi

  • Mesaj, simetrik anahtar kullanılarak şifrelenir. Bu işlem simetrik şifreleme algoritmaları (örneğin, AES) ile yapılır.

Simetrik Anahtarın Şifrelenmesi

  • Simetrik anahtar, alıcının açık anahtarı ile şifrelenir. Bu adımda asimetrik şifreleme kullanılır.

Şifreli Mesaj ve Şifreli Simetrik Anahtarın Gönderilmesi

  • Şifreli mesaj ve alıcının açık anahtarı ile şifrelenmiş simetrik anahtar e-posta olarak alıcıya gönderilir.

3. E-posta Alma ve Okuma

Simetrik Anahtarın Çözülmesi

  • Alıcı, kendi gizli anahtarını kullanarak simetrik anahtarı çözer. Bu adımda asimetrik şifreleme kullanılır.

Mesajın Çözülmesi

  • Alıcı, elde ettiği simetrik anahtarı kullanarak şifreli mesajı çözer. Bu adımda simetrik şifreleme algoritması kullanılır ve mesaj okunabilir hale gelir.

Sürecin Adımları Özetle

  1. Gönderen, simetrik bir anahtar oluşturur.
  2. Mesaj, bu simetrik anahtarla şifrelenir.
  3. Simetrik anahtar, alıcının açık anahtarıyla şifrelenir.
  4. Şifreli mesaj ve şifrelenmiş simetrik anahtar, alıcıya gönderilir.
  5. Alıcı, kendi gizli anahtarıyla simetrik anahtarı çözer.
  6. Alıcı, çözülen simetrik anahtarla mesajı çözer ve okur.

Güvenlik Sağlamanın Nedenleri

  • Gizlilik: Mesaj, yalnızca alıcının çözebileceği şekilde şifrelenir.
  • Kimlik Doğrulama: Alıcı, gönderenin gerçekten kim olduğunu doğrulamak için dijital imzalar kullanabilir.
  • Bütünlük: Mesajın gönderim sürecinde değişmediği doğrulanabilir.
  • İnkar Edilemezlik: Gönderen, gönderdiği mesajı inkar edemez.

Bu mekanizma, PGP (Pretty Good Privacy) veya S/MIME (Secure/Multipurpose Internet Mail Extensions) gibi e-posta güvenlik protokolleri ile uygulanır ve güvenli elektronik iletişim sağlar.

Yazının devamı..

Bitcoin nasıl hacklenir? %51 saldırısı nedir?

30 Nisan 2024

Bitcoin nasıl hacklenir?
Bundan 6-7 yıl kadar önce Bitcoin'in 20 bin dolara yaklaşıp herkesin diline düştüğü bir dönemde merak edip Satoshi Nakamoto tarafından yazılan temel dokümanı okumuştum. Bir bilişimci gözüyle daha ilk okumamda, yazıda geçen çoğunluk ve dürüstlük kelimeleri Bitcoin'in hacklenebileceğine dair içimde şüpheler uyandırmıştı çünkü sistemin kurgusu ağın çoğunluğunun (yani en az yarısının) dürüst olduğu varsayımına dayanıyordu. Bu yüzden Bitcoin'e hiçbir zaman tam olarak güvenemedim ve yatırım yapamadım. Cehaletin neden mutluluk kaynağı olduğuna güzel bir örnek daha... Neyse, son zamanlarda Bitcoin'in yeni zirve yapması üzerine konuyu tekrar araştırınca, şüphelerimin yersiz olmadığını, bu ihtimalin gerçekten var olduğunu ve bu açıklığa yönelik saldırı tipine ise "%51 Saldırısı" adının verildiğini gördüm.

Peki %51 Saldırısı Nedir? Bitcoin (BTC) nasıl hacklenebilir?

Bitcoin ve benzeri kripto para birimlerinde %51 saldırısı, ağın hesaplama gücünün yarısından fazlasını kontrol ederek gerçekleştirilebilecek teorik bir güvenlik zafiyetidir. Bu saldırı türü, blockchain (blok zincir) teknolojisinin merkezî olmayan doğasını tehdit eder ve kötü niyetli aktörlerin çifte harcama gibi dolandırıcılık eylemlerini gerçekleştirmesine olanak tanır.

%51 Saldırısının Mekanizması
  1. Güç Biriktirme: Saldırgan, ağın hesaplama gücünün %51'ine ulaşacak şekilde madencilik kapasitesi biriktirir. Bu, genellikle büyük madencilik havuzlarının kontrolünü ele geçirme veya kiralama yoluyla olabilir.
  2. Ayrık Zincir Oluşturma: Saldırgan, elde ettiği işlemci gücünü kullanarak, ana zincirden bağımsız bir yan zincir oluşturur. Bu aşamada saldırgan, kendi zincirine bloklar eklerken, diğer kullanıcıların eklediği blokları reddeder.
  3. Çifte Harcama: Saldırgan, aynı kripto paraları önce meşru bir işlem olarak kullanır, sonra bu işlemleri içermeyen blokları kendi zincirine ekler. Böylece, harcadığı kripto paralar hiç harcanmamış gibi görünür.
  4. Zincir Yeniden Entegrasyonu: Saldırganın oluşturduğu yan zincir, ana zincirden daha uzun olduğunda, blockchain ağının konsensüs kuralları gereği, daha uzun olan yan zincir meşru kabul edilir ve ana zincirin yerini alır.
%51 Saldırısının Zorlukları ve Maliyeti

Bitcoin gibi büyük ve geniş bir işlemci gücüne sahip ağlarda %51 saldırısı yapmak, teorik olarak mümkün olsa da, pratikte büyük zorluklar ve yüksek maliyetler içerir. Saldırıyı gerçekleştirmek için gerekli olan donanım ve enerji maliyeti, saldırının potansiyel getirisinden çok daha fazla olabilir. Ayrıca, böyle bir saldırı girişimi fark edildiğinde, ağdaki diğer katılımcılar hızla tepki göstererek saldırıyı engelleyebilir veya etkisini azaltabilir.

Korunma Yöntemleri
  • Konsensüs Kurallarının Güçlendirilmesi: Ağın konsensüs kuralları güçlendirilerek %51 saldırısının etkileri azaltılabilir veya tamamen önlenir.
  • Ağ Dağıtımının Artırılması: Madencilik gücünün daha fazla kişi ve kurum arasında dağıtılması, tek bir saldırganın ağın kontrolünü ele geçirmesini zorlaştırır.
  • İzleme ve Alarm Sistemleri: Ağdaki anormal aktiviteleri sürekli izleyen ve şüpheli durumları bildiren erken uyarı sistemleri, olası saldırıları erkenden tespit edebilir.
Bitcoin ağı, geniş dağıtımı ve büyük işlemci kapasitesi sayesinde %51 saldırısına karşı büyük bir direnç göstermektedir. Ancak, daha küçük ve merkeziyetsizliği daha az olan blockchain ağları bu tür saldırılara karşı daha savunmasızdır. Bu nedenle, blockchain teknolojisinin ve kripto para birimlerinin güvenliğini sağlamak adına sürekli yenilik ve gelişim gerekmektedir.

Serdar KOCAOĞLU
30.04.2024

Yazının devamı..

Yapay Zekâ yazılımcılığı bitirecek mi?

19 Mart 2024

yapay zeka kodlama
Yapay Zekâ (AI), yazılım geliştirme süreçlerini etkileyen ve değiştiren güçlü bir teknolojidir. AI, belirli görevleri otomatize etme, hata ayıklama, kod önerileri sunma ve hatta bazı basit programlama işlerini yapma kapasitesine sahiptir. Bu gelişmeler, yazılım geliştirme sürecini hızlandırabilir ve yazılımcıların daha karmaşık ve yaratıcı görevlere odaklanmasını sağlayabilir.

Ancak, yazılım geliştirme sadece kod yazmaktan ibaret değildir; problem çözme, yaratıcılık gerektiren tasarım süreçleri, kullanıcı ihtiyaçlarını anlama ve bunlara yönelik çözümler üretme gibi pek çok yönü içerir. Bu nedenle, yapay zekânın yazılım geliştirme süreçlerindeki rolü destekleyici ve güçlendirici olabilirken, tamamen yazılımcılığı bitireceği söylemi gerçeği yansıtmamaktadır.
    Yapay Zekânın Rolü

  • Otomatizasyon ve Verimlilik: Yapay zekâ, tekrar eden görevleri otomatize ederek ve kod kalitesini artırarak yazılım geliştirme süreçlerinin verimliliğini artırabilir.
  • Hata Tespiti ve Düzeltme: AI, yazılım hatalarını tespit etmede ve hatta bazı durumlarda bunları düzeltmede kullanılabilir, böylece geliştirme sürecini hızlandırır.
  • Kod Önerileri ve Tamamlama: Gelişmiş yapay zekâ araçları, yazılımcılara kod yazarken önerilerde bulunabilir ve kodun otomatik tamamlanmasını sağlayabilir.

    Yapay Zekânın Sınırlılıkları

  • Yaratıcılık ve İnovasyon: Yazılım geliştirmede yaratıcılık ve inovasyon önemli bir rol oynar. Yapay zekâ, belirli parametreler ve veri setleri içinde çalışır; dolayısıyla, yeni ve özgün fikirler üretme konusunda insan zekâsının yerini alamaz.
  • Karmaşık Problem Çözme: Yazılım geliştirmede karşılaşılan pek çok problem karmaşık ve dinamiktir. AI, önceden tanımlanmış senaryolarda etkili olabilir, ancak beklenmedik durumlar ve kompleks problemler karşısında insan müdahalesi gerekebilir.
  • Etkileşim ve İletişim: Yazılım projeleri genellikle ekipler arası işbirliği ve müşteri ile etkileşim gerektirir. Yapay zekânın, insanlar arası iletişim ve işbirliği gibi sosyal yönleri anlaması ve taklit etmesi sınırlıdır.
Sonuç olarak, yapay zekâ, yazılım geliştirme sürecini dönüştürebilir ve geliştirebilir, ancak tamamen yerini alamaz. Yapay zekâ, yazılımcıların daha verimli çalışmalarına yardımcı olacak bir araç olarak görülebilir, ancak yazılım geliştirmenin yaratıcı ve karmaşık doğası nedeniyle, yazılımcıların rolü önemini korumaktadır.

Yazının devamı..

Önerilen Yayın

Yapay Zekâ nedir?

Evet, internet devasa bir kütüphaneydi ancak gerekli bilgiyi araştırıp bulmak için bazen yüzlerce gereksiz bilgiyi de ayıklamak gerekiyordu...

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

YUKARI